M. Kerem Doksat | 21 Ocak 2009 Çarşamba | 5275 |
Bir gazete müsveddesi, bir PKK itirafçısının iftiralarını neşriyat yapar: "Yüzlerce fâili meçhûl cinayetin sorumlusuydu. İnfazları bizzat elleriyle gerçekleştiriyordu, madalyasını da Ahmet Necdet Sezer'in elinden aldı".
Senelerini bu millete, devlete ve Türkiye'ye feda etmiş, nice çatışmalara, sıcak temaslara girmiş, bunlardan birinde de ömrü boyunca tekerlekli iskemleye mahkûm kalacak şekilde yaralanmış, bizzat AKP Hükûmeti'nin teklifi ve tasdiki sonucunda 2004'te Cumhurbaşkanı'nın elinden Devlet Övünç Madalyası almış emekli Albay Abdülkerim Kırca bunları okur.
Sekiz senesini üzerinde geçirdiği tekerlekli iskemlesine bakar.Vefakâr ve cefakâr karısını, güzel kızlarını düşünür.
Koskoca generallerin başına gelenleri hatırlar!
İki gün önce bu milletin vergileriyle neşriyat yapan TRT'den bu millete, ileri gelenlere ve aklına gelen herkese iftiralar atan bir satılmış sosyopatın "Sayın . " diyerek saatlerce gene bu millete seyrettirilmesi gözlerinin önüne gelir, avuçları terler.
Bugüne kadar uğruna hemen her şeyini kaybettiği değerlerin nasıl ayaklar altına alındığını şöyle bir akıl süzgecinden geçirir.
Memleketin nereye gittiğini sorgular.
TSK'nın içine düştüğü hâle bakar.
Bu neşriyattan sonra tekerlekli iskemlesine bakmaksızın sabahın beşinde evine gelecek ekibi, sonraki aşağılanmaları, adı işkence olmayan fena muameleleri tahayyül eder.
Mâzisinin nasıl yalanlarla süslenerek teşhir edileceğini, âilesinin uğrayacağı perişanlığı gözlerinin önüne getirir.
Nice çatışmadan korkmamış, bir maaşla bu devlete hizmet etmiş, oturduğu lojmanda Allah bilir doğalgaz ve elektrik paralarını nasıl uç uca getireceğini hesaplarken bir de bu zilletin getireceği maddî manevî külfeti hesaplar.
Evde kimseler yokken, çıkarır beylik tabancasını, kelime-i şahâdet getirip şehâdet makamına yükselmek üzere tetiği çeker.
Aynı vakitlerde daha önce üç kere enfarktüs geçirmiş bir "kaçak subay" daha gözaltındayken tekrar kâlb krizi geçirir, kızı da intihara teşebbüs eder ve zor kurtarılır. Aynı vakitlerde Brüksel'de partisinin grubunda konuştuğunu zannederek kabadayılık eden Devletlû ülkesini temsilen rezil etmektedir.
Allah rahmet eylesin Emekli Albay Abdülkerim Kırca, "intihar eden cehenneme gider" palavralarına sakın inanma.
Zâten şu anda Öz'üne döndün ve bu asilce eyleminin birazcık işe yaradığını seyrediyorsun. Lûtfen pederimle, Tanju'yla ve Bobby'le tavla oynamayı ihmâl etme.
Gittikçe artıyorsunuz, kıskanıyorum.
Belki de yakında kavuşuruz.
Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 21 Ocak 2009 Çarşamba