ALLAH NEDİR?

M. Kerem Doksat      17 Nisan 2008 Perşembe      5596

Başlığı görenler benim "kafayı yediğimi" düşünebilir.

Şimdilik hayır.

Sâdece, bana özel mesaj yollayan bir ziyaretçimle olan muhavereyi nakledeceğim; okuyunca, başlığın ne olup olmadığı ortaya çıkacak sanırım.

*

Sayın Kerem Doksat Hocam,

Yazılarınızı ve sizi www.keremdoksat.com sitenizden takip etmekteyim. Felsefeye ve bilime ilgi duyan biriyim. Bir süredir üzerinde düşündüğüm ve işin içinden bir türlü çıkamadığım bir konu var. Eğer izin verirseniz onu sizinle paylaşmak ve fikirlerinizi almak isterim. Değerli zamanınızı almadan kısa da olsa cevap verirseniz çok mutlu olacağım Sayın Hocam. Aşağıda sorumu bulabilirsiniz:

1. Sonsuzluk dışı olmayan, bu anlamda sınırları olmayandır. Ve sonsuzluk tanımlanamaz, tanımlanabilen sonlu olanlardır. Bu durumda sonsuz nötr olan kutupsuz olandır, toplamı sıfırdır, bir yöne eğilimi yoktur, sıfatları yoktur. Sonsuzluk tanımlanamaz evet ama sonsuzluğa nötr veya kutupsuz dediğimiz zaman da bu bir tanımlama oluyor. Sonsuzluk hakkında konuşmaya düşünmeye başladığımız anda tanımlama yapmış oluyoruz. Ona bir şekilde sıfat yüklüyoruz. Tanımlama yapmadan ne konuşabiliyoruz ne de düşünebiliyoruz. Hâttâ öyle ki sonsuz tanımlanamaz derken bile aslında onu tanımlamış oluyoruz. Ne yaparsak yapalım bir tanımlama var işin içinde. Ama tanımlamak da yanlış. İşte paradoks ve kafamı karıştıran nokta bu.

2. Vahdet-i Vücûdun anlattığı Allah ile sonsuzluk sizce örtüşüyor mu? Yani Allah = Sonsuzluk mu sizce? Allah hakkında bir yandan 99 sıfatı olduğu söylenir, bir yandan da "Allah tüm isim ve sıfatlardan münezzehtir" denilir tıpkı sonsuzluk gibi. Ama münezzeh olmak da en nihâyetinde bir sıfattır. Buralarda çelişkiler yok mu? Ayrıca Tanrı için eğilimi ve sıfatı yok dersek (sonsuzda olduğu gibi) bu sefer onu durağan yapmış oluruz, burada da bir eksiklik var sanki. Fakat O'nu tanımladığımız zaman da bu sefer sonlu hâle getirmiş oluyoruz. Yâni sonlu alandaki kavramlarla sonsuzu tanımladığımız zaman kategorik hataya düşmez miyiz? Acaba her târif/tanımlama ifâde ettiği kavramın sınırlarını çizer mi sizce?

3. "Bilmek için bilgiye ihtiyaç var ve bilgi bir şeyin diğer şeyden farklarına dâirdir. Aynı şekilde istemek, karar vermek vs. de. Ve Allah için faklılık söz konusu olmadığı için, O'nda her şey bir olduğu için, Allah bilir, ister, karar verir vs. demek sizce ne kadar doğrudur?

Meselâ siz "sevgi ve bilgi hakkında kısa bir hikâye" yazınızda "Önce sâdece sevgi ve bilgi" vardı diyorsunuz. Bu da Allah'ı tanımlamak olmuyor mu? Allah nötr müdür yoksa eğilimli midir, sıfatları var mıdır?

Sonsuzluk ile Allah'ı (Vahdet-i Vücûd'un anlattığı) nasıl ilişkilendirebiliriz?

Hocam, bu noktalarda cevaplara ihtiyacım var, kısa da olsa tüm sorularıma cevap verirseniz gerçekten çok ama çok minnettar olacağım.

Sevgi ve saygılarımla.

*

Sayın .,

Allah'ı târif ederseniz (tanımlamak demişsiniz), Allah olmaktan çıkar.

Müsbet ilmin jargonuyla Allah'ı târif ve tavsif etmek elmayla armudu karıştırmak olur.

Yâni, olmaz.

"Önce sâdece sevgi ve bilgi vardı" bir târif değil, bir teşbih.

Allah kelimesi elohim'den geliyor, ilâh da.

Sonsuzluk mefhumuna gelince.

Yokluk var mı?

Ne dersiniz?

Yokluk yok, sâdece ilânihâye varoluş var.

İşte, bütün bunlardan münezzeh ama hepsinde mündemic olan Allah'tır.

Bundan da kim ne anlarsa o, benimki de kendimce bu.

Budha'da bir Tanrı anlayışı yok, "kendi içine bak, keşfet ve tekâmül et" demiş; Lao Tse de TAO'ya bu ismi verirken benzeri şeyler söylemiş.

Johanna İncili'nin başında "Önce kelâm vardı, ve kelâm Tanrı'ylaydı, ve kelâm Tanrı idi" der; Hz. Muhammed'in ilk vahyi de "ikra", yâni "oku" idi.

Yûnus "bana seni gerek seni" derken, Hallâc "en-el Hakk" diye haykırırken Allah'ı târif etmiyorlardı; yaşıyorlardı, yâni meczûptular.

Allah'a isimler takanlar mükâşefe'den mahrum, rasyonaliteyi işin içine sokmaya çalışan bir kısım ulemâdır.

     Dostlukla.

Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 17 Nisan 2008 Perşembe

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©