ANI

M. Kerem Doksat      19 Eylül 2015 Cumartesi      3364

Cerrahpaşa’da asistandım ve sanırım son senemdi; çok koşuşturup bir yandan evde hasta baktığım, sonra Boğaz Vapurunu yakalayıp, A10 otobüsünü yakalardım. Adana’da aldığım Maverick çoktan çürümüştü.

Tek başınayım ve tek nöbetçiyim. Herkes uyuyordu ve kafam karışıktı. Acil Servise de tek başıma gidiyordum.

Bütün psikiyatri servisinde sorunlu hastalar vardı ve aklım da evdeydi bir yandan…

***

Bir Kronik Obstrüktif Akciğer Hastası (KOAH) hayata döndürmek için Yaşam Desteği Ünitesini de hemşirelerin yardımıyla kullanmışım.

Kızım hafif bir soğuk algınlığı geçirmekte, ne de olsa Kış Mevsimi. Atipik Depresyonluların hepsinde de, tıpkı ayıların kış uykusu gibi kötüleşme mevcut. Özellikle psikotik özellikli olanlar aşırı uyumakta, birkaç Şizofreni Hastası ise hiç uyumamış ve hallüsinasyon (varsanı) görüp Tanrı olduklarını söylüyor. O zamanlar böyle vakaların hepsine aynı teşhisi koyardık: Paranoid şizofreni. Sonradan hepsinin Psikotik Özellikli Bipolar Bozukluk olduğunu anladık. Henüz DSM ülkede popüler değildi. ICD ise hemen hiç bilinmiyordu.

***

Alt katta ise, yataklı psikiyatri kliniğimiz vardı. Orada yatmakta olan hastalarımızdan bir tanesi Ayhan Hoca'mızın çok sevdiği bir arkadaşının oğlu olan mütedeyyin, genç bir adamdı. Birden, hemşire tuhaf bir şeyler olduğuna dair bana haber verdi. 

***

Ne olduğunu tam anlamak için alt kattaki serviste hastamızın yanına indiğimde, bir baktım ki Hayrünnisa Hoca ve Merhum Kocası başında durmuş, avuçları okşuyorlar; “tamam, tamam, geçer” diyorlar, ne yapacağımı şaşırmıştım. Hastamızın hanımı da o tarihte gebeydi ve endişeli bir şekilde yanında duruyordu.

Hemen Nörolojiyi aradım ve dâhilî ambulansla hastayı oraya naklettiler. Ben de koşarak yokuş aşağı inip, ikinci kata merdivenlerden çıktım.

***

Nörolojideki nöbetçi personel ve hekimler de şaşkındı. Orada da Beyin Damar Hastalığı olan, Huntington Demansı bulunan birçok hasta yatmaktaydı. Hemen herkes böyle bir hocaya müdahale etmekten çekiniyordu…

O saatte laboratuar da kapalıydı.

***

İkinci kattaki odada üşüşmüştü herkes. Hemşirelerim de elleri ayaklarına dolaşmıştı. Ayhan Hoca’yı aradık. Arabasına atladığı gibi geldi ve hastanın yanağından sertçe okşadı. “Bunu bana babası emanet etti, elimde büyüdü” diye muhabbete başladı ve ilave etti: “Daha profesör olacak”.

Şey, Hocam daha iyi bilirsiniz tabii ki de, durumu Temporal Epilepsi Statusuna (durmak bilmeyen nöbet) uymuyor mu?” diye sordum.

Hastanın her iki kolu ve başı sola dönüyor ve titriyordu. Birkaç kere de kustu. Çok şaşırmıştım çünkü Alkol kokuyordu nefesi…

 

***

Meğer bir hemşire, kapağı açık şekildeki Metil Alkol şişesini masada unutmuş.

Hastamızın nöbetleri ise hep aynıymış: Şuuru kapanır, ayağa kalkar ilk gördüğü şeyden su içer ve akabinde de küfredermiş. O da su zannederek, alkolü dikmiş kafaya! Allah’tan başka bir şey olmamış çünkü kör olabilirdi, hattâ ölebilirdi. Çünkü Metil Alkol çok zehirli bir maddedir.

***

Neyse, iş geldi damardan Diazem (Diazem Ampul 10 mg) yapmaya ama bir türlü bulamıyoruz. Ayhan Hoca “yap şunu kalçadan” deyince, kerhen de olsa ve biraz endişeyle, kendi ellerimle enjektörü sapladım ve 10mg enjekte ettim.

Hasta hemen uyudu ve herkes yerine döndü.

Ben de asistan odasında tavşan uykusuyla öylesine kaldım.

***

Ertesi gün bir baktım ki hastamız çok iyi ve herkese uğrayıp teşekkür ediyor ama hiçbir şey hatırlamıyor.

Birkaç muzip asistanla beraber “Allah içirdi” diye gülüştük.

***

Dindar, mütedeyyin veya her ne ise…

Böyle insanların fenomenolojik açıdan Temporo-Limbik Sistem ve Amigdala dediğimiz bölgelerinin aşırı çalışmasına dair önemli bir gözlemim olmuştu.

***

 

Hâlâ aradığım az sayıda Cerrahpaşalı kaldı. Onların başında da Prof. Dr. Musa Tosun yer alır.

Mine, Reha ve diğer pek çok meslekdaşımla da dostluğumuz sürmekte…

Saygım ve Sevgimle

Mehmet Kerem Doksat

Tarabya - 19 Eylül 2015 - Cumartesi

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©