ASPERGER BOZUKLUĞU

M. Kerem Doksat      26 Eylül 2012 Çarşamba      21927





1944’de Avusturyalı hekim Hans Asperger, “bir garip adamların” içerisinde bulunduğu psikiyatrik tabloyu “otistik psikopati” olarak târif eder. Doğuştan profesör edâlı çocuklardır bunlar ve hep de öyle kalırlar.

 

Dr. Hans Asperger

Sonradan çalışmalarla, bunun gerçekten de özgün bir psikiyatrik tablo olduğu kabûl edilerek “kişilik bozukluğu” anlamındaki psikopati terimi yerine, Asperger Bozukluğu denmeye başlanır. Aşağıda Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) bu hastalık için teşhis ölçütlerini görebilirsiniz…

A. Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal etkileşimde kalitatif bozulma:

1. Sosyal etkileşim sağlamak için yapılan el kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifâdesi, göz göze gelme gibi birçok sözel olmayan davranışta belirgin bozulmanın olması.

2. Akranlarıyla gelişim düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe.

3. Diğer insanlarla eğlenme, ilgilerini veya başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içinde olmama (meselâ ilgilendiği nesneleri göstermeme, getirmeme veya belirtmeme).

4. Sosyal veya duygusal karşılıklar vermeme.

B. Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren davranış, ilgi ve faâliyetlerden sınırlı, basmakalıp ve tekrarlayıcı örüntülerin olması:

1.  İlgilenme düzeyi veya üzerinde odaklanma açısından olağan dışı, bir yâhut birden fazla basmakalıp ve sınırlı ilgi örüntüsü çerçevesinde kapanıp kalma.

2.  Özgül, işlevsel olmayan, alışılageldiği yapılan gündelik işlere veya törensel davranış biçimlerine hiç esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya uyma.

3. Basmakalıp ve yineleyici motor manierizmler (msl. parmak şıklatma, el çırpma veya burma veya karmaşık bütün vücut hareketleri).

4. Eşyaların parçalarıyla sürekli uğraşıp durma.

C. Bu bozukluk, toplumsal, meslekî alanlarda veya önemli diğer işlevsellik alanlarında klinik olarak belirgin bir sıkıntıya sebep olur.

D. Lisan gelişiminde klinik açıdan önemli bir gecikme yoktur (meselâ 2 yaşına geldiğinde tek tek kelimeler, 3 yaşına geldiğinde iletişim kurmaya yönelik cümleler kullanılmaktadır).

E. Bilişsel gelişmede veya yaşına uygun kendi kendine yetme becerilerinin gelişiminde, uyumsal davranışta (toplumsal etkileşim dışında) ve çocuklukta çevreyle ilgilenme konusunda klinik açıdan belirgin bir gecikme yoktur.

]

Bu listede olmayan Beethoven, Dr. Hans Asberger'in bizzat kendisi ve daha epey kişi var.

Bill Gates

Einstein

Einstein de Einstein… Hayatına giren kadınlara çektirmediğini bırakmamıştır!

 


Peki, bu yüksek işlevsellik gösteren otistiklerde sosyal adaptasyon açısından dinî-ruhânî faâliyetler işe yarar mı?

Evet” diyorlar Müller E, Schuler A ve Yates GB (Social challengessupports from the perspective of individuals with Asperger syndromeother autism spectrum disabilities. Autism. 2008 Mar;12(2):173-90).

En çok tavsiye edilen sosyal destekler arasında hâricî destekler (paylaşılan ilgiler, yüksek derecede yapılandırılmış veya yazılı metni olan sosyal faâliyetler, küçük gruplar veya çift olarak gerçekleştirilen faâliyetler); iletişim destekleri arasında natif iletişim şeeri, açıkça iletişim, sosyal davranış örneklerinin yorumlanması için tâlimat verme; sosyal anksiyeteyle başa çıkabilmek için kendisinin başlattığı stratejiler (yaratıcı / irticâlen gerçekleştirilen dolaşmalar, fiziksel faâliyet, ruhânî pratikler veya organize dinî faâliyetler ve tek başına geçirilen zaman) sayılıyor.

Zâten lâf kalabalıklığı, âni geçişler, kelimeleri gerçek anlamıyla yorumlama ve nüansları yanlış anlama, yalnızca konuşana anlamlı gelen mecazları kullanma, işitsel idrak bozuklukları, sıra dışı bilgiçlik taslayama, şeklî ve idiyosinkratik konuşma ve ses şiddeti, tonlama, prozodi ve ritim gariplikleri bulunan bir Aspergerli’nin zekâsı yüksekse, çok iyi tahsil yapmışsa, tek çocuk olup narsisizmi çok beslenmişse ve piyasada işleri fena gitmeyen bir serbest meslek erbâbı olmuş ise… Tam anlamıyla çekilmez biridir. Küstahtır, kibirlidir ve her şeyi en iyi bilendir. Doğru dürüst bir dostu hâttâ arkadaşı yoktur; olanlar da statüsü veya benzeri sosyal özellikleri açısından onlara yaklaşırlar.

TEDAVİ

Belli ve özgün bir tedavisi yoktur. Eşlik eden diğer duygudurum bozuklukları, anksiyete veya diğer tablolar mevcutsa, bunların toparlanması en doğrusu olacaktır.

Aspergerlilerin kendilerinden ziyâde yakınlarını sevk ve idâre etmek, onlarla beraber yaşamayı çekilebilir hâle getirmek en akıllıca olandır…

Asperger Sendromu tedavisinde ıstırap verici belirtililerle başa çıkmaya ve gelişim sırasında doğal yollarla elde edilemeyen, yaşa uygun sosyal, iletişimsel ve meslekî becerileri öğretmeye çalışmaktır ve multidisipliner değerlendirmeye sonucunda çocuğun ihtiyaçlarına göre tâyin edilir. Her ne kadar ilerlemeler kaydedildiyse de, özel müdahalelerin etkililiğini ispat eden veriler sınırlıdır.

Asperger Sendromu için ideâl tedavi yöntemi, zayıf iletişim becerileri ile obsesif ve tekrarlayıcı rutinlerden oluşan ana belirtilere hitap eden terapilerdir. Müdahale ne kadar erken olursa o kadar iyi olduğunda hemfikir olunsa da, aslında "en iyi tedavi paketi" diye bir şey mevcut değildir. Tedavisi diğer yüksek işlevli Otistik Spektrum Belirtileri tedavilerine benzer ancak lisan becerilerini, sözel iletişimin güçlü yanlarını ve sözlü olmayan iletişim zayıf yanlarını da dikkate alır. Tipik bir tedavi programının içeriği genelde şöyledir:

*Daha etkili bireylerarası etkileşim için sosyal beceriler eğitimi;

*Anksiyete veya duygusal patlamalar ile ilgili stres ile başa çıkmayı geliştirici ve obsesif ilgiler ile tekrarlayıcı rutinleri azaltıcı bilişsel davranış terapisi;

*Depresyon ve anksiyete gibi sorunlar için ilâç tedavisi;

*Algısal bütünlük ve motor koordinasyon için meslekî veya fizik tedavi;

*Normâl karşılıklı konuşmanın pragmatik yanlarını öğreten konuşma terapisi ile sosyal iletişimi geliştirici müdahaleler;

*Özellikle evde kullanılacak davranışsal teknikler üzerine ebeveynlerin eğitimi ve desteklenmesi.

Davranışsal temelli müdahale programları üzerine yapılan çalışmaların çoğunluğu en fazla beş katılımcının incelendiği vak’a çalışmalarıdır ve genellikle kendini yaralama, saldırganlık, uyumsuzluk, stereotipi veya içten gelen lisan kullanımı gibi birkaç davranışsal sorunu inceler; ters etkilerin üzerinde durulmamıştır. Sosyal beceriler eğitiminin popülerliğinin yanı sıra etkililiği kesin olarak ispatlanamamıştır.

Çocuklarında Asberger Sendromu ile ilgili davranış sorunları olan ebeveynlerin eğitim modeli üzerine tesadüfi kontrol yöntemiyle yapılan bir çalışma sonucunda bir günlük grup çalışması veya altı özel ders alan ebeveynlerin daha az davranışsal sorun bildirdikleri, özel ders alan ebeveynlerin ise böyle olan çocuklarda daha az yoğun davranış sorunları bildirdikleri görülmüştür. Asperger Sendromu olan erişkinlere ve büyük çocuklara verilen meslek eğitimi, iş görüşmesinin ve işyerinin görgü kurallarını öğretmek açısından faydalıdır, ayrıca organizasyon yazılımları ve cep bilgisayarları da iş ve gündelik yaşamlarını programlamaları için faydalı olmaktadır.

Ana semptomlarını doğrudan tedavi eden bir ilâç yoktur. Farmakolojik müdahalelerin etkililiği üzerine araştırmalar az sayıdaysa da, komorbid durumların teşhisini koymak ve tedavi etmek çok önemlidir. Kendini tanımlayan duyguların eksikliği veya birinin davranışının başkaları üzerinde olan etkilerini gözlemleme eksikliği, Asperger Sendromu olan kişilerin ilâç almanın sebep olduğu uygun olduğunu anlamalarını zorlaştırabilir. Anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve saldırganlık gibi komorbid semptomların tedavisinde ilâç kullanımı davranışsal müdahaleler ve çevresel şartların değiştirilmesiyle etkili olabilir. Atipik nöroleptik ilâçlar olan risperidon ve olanzapin kullanımının semptomları azalttığı gösterilmiştir; risperidon tekrarlayıcı ve kendini yaralayıcı davranışları, saldırganlık krizlerini ve tepkiselliği azaltabilir ve davranışın stereotipik modelleri ile sosyal ilişkilendirmeyi iyileştirebilir. Seçici serotonin geri-alım inhibitörleri (SSGİ) fluoksetin, fluvoksamin ve sertralin sınırlı ve tekrarlayıcı ilgi ve davranışların tedavisinde etkili olmuştur.

İlâç kullanımına dikkat edilmelidir; bu ilâçların kullanımı sonucu metabolizma ve kardiyak elektriksel iletim süreleri anomalileri ve artan Tip 2 Diyabet riski sorunları olduğu ve uzun dönemde nörolojik yan etkileri olduğu düşünülmektedir. SSGİ tepkisellik, saldırganlık ve uyku sorunlarının artması gibi davranışsal faâliyetin görülmesine sebep olabilir. Kilo alma ve yorgunluk risperidon’un sıklıkla bildirilen an etkileridir, ayrıca huzursuzluk ve distoni gibi ekstrapiramidal yan etkilere yakalanma riskini ve serum prolaktin düzeyinin artma riskini yükseltir. Yatışma ve kilo alma olanzapin’in kullanımında görülür, aynı zamanda Diyabet ile de bağlantılıdır. Okul çağındaki çocuklarda yatışma yan etkisinin sınıfta öğrenmeye etkileri olmaktadır. Asberger Sendromu olan bireyler için, birçok kişi için sorun olmayacak olan yan etkilere tahammül etmek ve hissettiklerini anlayıp bildirmek zor olabilmektedir.

Örnek Vak’a: Çok uzun zaman önce bir yakınımı ukalâlığı, küstahlığı ve fevriliği sebebiyle hayatımdan çıkarmıştım. Aradan geçen onlarca sene içerisinde ben psikiyatr oldum, Asperger Sendromu’nu öğrendim ve onun da bundan mustarip olduğunu fark edince, bir vesileyle tekrar buluşmamızı sağladım. Ciddi bir entellektüel birikimi de olduğu için (tabii ben asla onun kadar olamazdım, o her şeyi biliyordu) değişik mevzûlarda sohbete, daha doğrusu onun monologlarına iştirak ettik karımla beraber. Gençliğinde uzun süre bir dinî gruba iştirak edip, zikirlerine ve fikirlerine katılmıştı. O zamanki “Efendi Hazretleri’ne” bi’at etmişti; o derece ki, rahmetli Efendisi çok sigara içiyordu, baktım o da sigarayı âdeta yutuyor. Din ve itikat konularına girdik… Girdik de ne oldu? Karşımda en sofu, en köktendinciden daha beterini buldum! O derece ki, Efendisi’nin bunadığını ve kliniğimizde de yattığını söylediğim için girdiğim günahtan dolayı benim bunayacağımı söyledi ve açıkça lânet okudu! Sanırım artık benimle görüşmeyecektir, biz de pek gönüllü değiliz. Müller E, Schuler A ve Yates GB, vallahi ben size pek katılamıyorum! Endâmına, kılık kıyâfetine, tam bir şehir beyefendisi görünüşüne rağmen, içinde iflâh olması mümkün olmayan bir sekterlik taşıyor; hâttâ hezeyanı bile vardı: Sürekli olarak Kur’ân okuyan asla bunamazmış ve bu pek çok kere tesbit edilmişmiş! Keşke doğru olsa tabii de, bu tam bir hezeyandı… Sosyal empatisi o kadar fakirdi ki, soğuktan dişleri birbirine vurmakta olan ama korkusundan gıkını çıkaramayan hanım arkadaşının üzerine bir şeyler istemeyi ben akıl ettim.

Peki, Ne Olur Bu İnsanlara?

Yeterince iyi sosyal, âilevî ve maddî destek sistemleri olan bu kişilere bir de dehâ eklenmişse, çok büyük bilim adamları ve etrafını bezdirse de, insanlığa büyük hizmetler veren kişiler çıkar.

O derecede bahtı açık olmayanların ise sonu yalnızlık, tecrit olma, depresyon ve diğer nâhoş şeylerle seyreder.

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©