M. Kerem Doksat | 22 Temmuz 2018 Pazar | 2233 |
Sevgili Mekâncılar,
Japonya’da sayıları 300 bini aşan genci etkisi altına alan “Hikikomoro” hastalığıyla bir kayıp nesil yetişiyor.
Japon psikiyatrlarının üzerinde çalıştığı hastalığın kelime anlamı “Elini ayağını her şeyden çekmek”. Türkiye’de de bu hastalık görülmeye başlandı.
Bu gençler de hayattan uzaklaşıp odalarına kapanarak zamanlarının çoğunu bilgisayar başında geçiriyorlar.
Yemeklerini burada yiyip uyuyor, hatta tuvalet ihtiyaçlarını bile odalarında gideriyorlar. Gıda ihtiyaçlarını dahi çevrimiçi sitelerden temin ediyorlar.
Bu hastalık Türk gençlerini de tehdit etmeye başladı
Odalarından çıkmayan, sürekli bilgisayar oyunları oynayan bu gençlerin antisosyalleştiğini yani, Antisosyal Kişilik Bozukluğu geliştiğini, toplumdan uzaklaşıp kimseyle konuşmadığını belirterek, ciddi anlamda tedaviye ihtiyaçları olduğuna dikkat çekmek isterim.
Bu arada, pek çok ailede Hikikomori’nin hastalık olduğunun fark edilmediğini vurgulamakta fayda var,
Bu tür psikiyatrik rahatsızlıklarda, tedaviye erken başlamak çok önemli. Aileler ders çalışıyor zannedip takip etmiyorlar.
Çocuklarının bilgisayarda yaptığı şeyi görmeleri lâzım. Yanlarına gidip bakmaları gerekiyor.
Girdikleri siteleri takip etmeleri, oyun mu oynuyor ders mi çalışıyor anlamaları gerekli.
Hikikomori’nin pençesine yakalanan gençler, genellikle toplumsal ilişkilerinde yetersiz ve çekingen oluyor.
***
Sanal âlemde kendilerini daha rahat hissediyorlar.
Ancak hastalık ilerledikçe, saldırgan olup, sonu cinayetle biten tartışmalar bile yaşayabiliyorlar.
Kötü bitmiş gençlik aşkları, sınav maratonu gibi problemler de hastalığı tetikliyor.
Muayenehanemizde bugüne kadar epey hasta gördük. bunlardan H. G. Hiç bilgisayarının başından kalkmayıp, yiyecek içeceklerini de, hiç kalkmadığı sandalyeden çevrimiçi olarak temin ediyor ve tedaviyi kabûl etmiyordu.
Diğer hastalardan D. F ise her türlü tedaviye direndi.
M. U. ise 23 yaşında bekâr bir gençti.
Kendisine Serotonin Geri alımını engelleyen bir antidepresan verdim ama düzelmedi.
***
Sonunda özel bir vakıf hastanesinde Elektokonvülsif terapi uygulatmayı ailesi de kabûl etti de, tedaviyle düzeldi.
Günümüzde bilgisayar olmayan kalmadı gibi.
Bu hastalar genellikle yıkılmış ailelerden gelen, öfkeli ve bazen saldırganlaşıp ebeveynleri dahi saldırabilen delikanlılar.
Bilgisayar iyidir hoştur da, bazen işlevselliği bozacak boyuta gelebiliyor.
***
A. T. de böyle bir dekanlıydı. Babası silik bir kişilikti.
Yaptırdığım MMPI ve Rorschach testlerinde (özetle) Psikotik durum ve olgunlaşmamış kişilik özellikleri tespit edildi.
***
Günümüze kadar beş vak’a gördük. Üçü tam olarak iyileşti.
Diğerlerinin tedavileri devam ediyor.
Bilgisayar kullanımında çocukluk döneminde itibaren sınırlar getirilmesi, aile içi ve sosyal etkileşimin sürdürülmesi son derece önemlidir. Amacını aşacak nitelikte bilgisayar kullanımı söz konusu olursa mutlaka bir profesyonelden yardım alınması gerekir.
***
Mehmet Kerem Doksat – İzmir – 22 Temmuz 2018