CANLI BOMBA YAKALANDI (MI)

M. Kerem Doksat      13 Ekim 2008 Pazartesi      4310

17 şehitten sonra, Diyarbakır'ın ortasında katliam teşebbüsü, şehitler ve birçok yaralı felâketi. Hele o hâmile karısını kurtarırken ruhunu teslim eden güzel ve yiğit adam. Devletin, Emniyet'in ve TSK'nın itibârı zâten topyekûn taarruz altında.

Bir şeyler yapmak lâzım, bir şeyler.

Bir baktık ki, dün önce bir haber bombası patladı!

Önce üzerinde 20 Kg patlayıcı ve muhtelif "düzenekler" bulunan bir "kadın" yakalandı dendi. Sonra gittikçe daha fazla ve hızla istihbar edildik ki, meğer Ezgi kod adlı bu "kadın" (hâlâ televizyonlarda böyle deniyor) iki ay önce Kandil'den eylem için gelmiş, Emniyet de kendisini adım adım takibe almış. Okmeydanı'nda buluştuğu "erkekten" bir çanta teslim alınca üzerlerine atlayıp kıskıvrak yakalayıvermişler.

Hemencecik bunları azmettiren iki PKK'lı da Van'da ele geçirildi. Hiç yüzlerini gizlemeden veya "biji biji" demeden, pek de tıraşlı ve efendi görünüşlü bu iki teröristin gözaltına alınışlarını seyrettik. Meş'ûm "kadını" nedense hiç göremedim.

Bu arada plâstik patlayıcıların ve "düzeneklerin" küllî ağırlığı 8 Kg 800 grama düştü. Olağanüstü güzel ve kılık kıyâfet yönetmeliklerine pek uygun bıyıkları ile Cerrahımız ve hitabet dehâsıyla Vâlimiz içimize sular serpen beyanlarda bulundular. Güvenlik "önlemleri" arttırıldı. Herkes pek sevindi.

Hemzaman olarak önde güzel mi güzel iki kızımızın yürüdüğü özel antiterör-timlerinin geçişlerini seyrettik.

Demem o ki, İngilizce'de bir lâf vardır: "2 gud 2 b tru" diye (bu şakacıktan yazılışın doğrusu "too good to be true" şeklindedir); yâni "doğru olamayacak kadar güzel". Hani, inşallah bunlar hep hakikidir, göz boyama değildir. Çünkü hâlâ hiçbir radikal tedbir almayıp, hem ekonomik hem de içtimaî mes'eleler hakkında kendisini ikaz eden TÜSİAD ve sâir kurumlara fırça atan Devletlûmuz da pek memnun, devlet seviyesinde görüşülerek zımnen resmen tanınmış olacak olan Kuzey Irak Kürt "Yönetimi" ile görüşüleceği için Gülümüz çok sevinçli. Yeni zokalar yutacağız, yolu yapılıyor. İlk "gerçek eylemde ne yapacaklar merak ediyorum; pardon etmiyorum, aynı şeyler tekrarlanacak.

Bu arada, Serdar Akinan nedense artık Akşam'da hiç yazmıyor; ST ile HK ise coşuyorlar, "solculuk" yapıyorlar, Marks'ı övüyorlar. Aynı gazetede sado-mazokist çerçeveli ve resmiyle KAMÇI köşesinde pek mühim şeyler yazan Tuğçe Tatari'den öğreniyoruz ki imam hatiplikten sosyeteye zıplayan Ahmet Hakan, Pelin Batu, Zuhâl Olcay ve Zeynep Tunuslu başta olmak üzere, pek çok "sosyetik" hâtunla poligamik takılıyormuş ve çok ayıp ediyormuş!

Bu arada, Adana Yüreğir'de iki Kürt aşireti kapışmış ve çatışmış. Gerginlik sürüyormuş!

İzov ve Bucak aşiretlerinin Şanlıurfa'daki düğününde binlerce USD göklerde uçmuş. Yazık, fakirlikten ne yapacaklarını şaşırdı çocuklar.

*

Dünyâda da birtakım şeyler daha oluyor.

Bakın, Amerikalı yatırım uzmanı Dr. Marc Faber bu ayki köşe yazısını nasıl bitirmiş: "Federal Hükûmet bize 600 USD değerinde bir geri ödeme yapıyor. Eğer bunu Wal-Mart'da harcarsak para Çin'e gidecek. Benzin alır isek Arap'lara, bir bilgisayar alırsak Hindistan'a. Sebze ve meyve alırsak Meksika, Honduras(?) ve Guatemala'ya gidecek. Düzgün bir araba alırsak da Almanya'ya. Gereksiz çerçöpe yatırsak Tayvan'a gidecek ve bunların hiç biri Amerikan ekonomisine fayda sağlamayacak. Parayı ülkemizde tutmanın tek yolu fâhişelere ve biraya harcamak, çünkü artık ABD'de üretilen tek şey bunlar. Ben üzerime düşeni yapıyorum".

Nejat Aksel dostumun kulakları çınlasın.

Obama ve Bush ne yapıyorlar acaba?

*

Dünya Tabipleri Birliği (WMA), Türkiye'nin Ermeni'lere soykırım yaptığını savunuyor. Tıp Kurumu, Sağlık Bakanlığı ve TTB'nin girişimde bulunması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 85 ülkedeki sağlık örgütlerinin üye olduğu WMA, Ermeni soykırımı iddialarını destekliyor. Resmî internet sitesindeki "Ayın Ülkesi bölümünde üye ülkelerden Ermenistan tanıtılırken, Türkiye'de 1914/1918 yılları arasında "1.5 milyon Ermeni'nin öldürüldüğü ve "Ermeni'lere soykırım yapıldığı alenen yazılıyor; inanmayan baksın: http://www.wma.net/e/members/countryofthemonth.htm. Ermenistan hakkında tarihi bilgilerle birlikte "Ermeni soykırımına ilişkin de şu ifâdelere yer veriliyor: "Türkiye'de Ermeni soykırımında 1.5 milyon Ermeni'nin 1914/1918 yılları arasında öldürülmesinin ardından çok sayıda Ermeni dünyânın her tarafına dağıldı.

Soykırım iddialarının yanı sıra, Ermenistan'ın Azerbaycan'ı işgâlini de meşrûlaştıran ifâdelerin bulunduğu tanıtımda, Yukarı Karabağ'ın işgali hakkında da "Ermeniler 1987'de Yukarı Karabağ bölgesine dönmek için harekete geçmeye başladı. 1992 ve 1993 yıllarında Ermenistan ve Azerbaycan arasında savaş sürdü. Ermenistan Nisan 1993'te avantajlı duruma geldi" deniliyor.

Türk Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer yaptığı açıklamada, söz konusu tanıtımın aylardır yayınlandığına dikkat çekiyor. WMA'nın 2004 yılında da terörist başı Abdullah Öcalan'ı "Türkiye'de zor durumda olan yegâne hasta olarak ilân ettiğini hatırlatan Üçer, Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği'nin bu yazının web sayfasından çıkartılması için girişimde bulunması gerektiğini söylüyor ve "bu sağlanamadığı takdirde Türk Tabipleri Birliği'nin WMA'dan ayrılması gerekmektedir diyor.

Haydi, benim Devletlûm, haydi benim Gülüm,

Târumar edin oraları, insan içine çıkamasınlar. Öylesine ki, WMA hey'et-i umumiyesi topluca istifa edip, din-i İslâm'a tebenni etsinler.

Tamam mı, devam mı?

*

Saat 20:00, şu anda SKYTURK'te Gürkan Hacır ile Şimdiki Zaman Programı'nda, Kadir Mısıroğlu ahlâksız Atatürkçü'lerin kendisini nasıl haksız yere cezalandırdıklarını anlatıyor. Birinci Cumhuriyet'in hatalarını bağıra çağıra bizlere anlatıyor. Prof. Yalçın Küçük'ün "sağcı" versiyonu! Üslûp da, takke de, hülle de, gülle de neredeyse aynı.

Ah Sevgili Erol Göka, "dinî ağırlıklı yayınlar yapan bir kanal şeklinde bahsettim  diye dinci dediğimi" sanıp da ne kızmıştın bana!

Efendim, şimdi köşkümdeki golf odasında simülatörle oynamaya gidiyorum.

     Orada Blue Label yudumlanıp, Wall Street Journal filân okuyacağım.
           Sonra da, Dr. Marc Faber'in tatbikatı üzerinde derin derin düşüneceğim.

Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 12 Ekim 2008 Pazar

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©