M. Kerem Doksat | 11 Aralık 2022 Pazar | 1593 |
Sevgili Mekâbcılar,
Son günlerde günlerde üzülerek ve şaşkınlıkla takip ettiğimiz “çocuk gelin” haberleri hepimizi derin düşüncelere ittt. Pedofili kavramını bilimsel açıdan ele alacak olursak, Amerikan Psikiyatri Birliği kriterlerine göre, aşağıdaki gibi tanımlayabiliriz:
A. En az 6 aylık bir süre boyunca, ergenlik öncesi çocuk veya çocuklarla (genellikle 13 yaşında ve daha küçük olanlarla) cinsel etkinlikte bulunmakla ilgili tekrarlayan, cinsel yönden uyarıcı yoğun hayaller, cinsel itkiler veya davranışlar.
B. Kişi, bu cinsel itkilerine göre davranmıştır veya cinsel itkileri veya hayalleri klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya veya kişilerarası güçlüklere neden olur.
C. Kişi, en az 16 yaşındadır ve A tanı ölçütünde sözü edilen çocuk veya çocuklardan en az beş yaş daha büyüktür.
Çocuk yaştaki evliliklerle ilgili olarak toplumsal ve ruhsal sorunlara yönelik bir genel gözden geçirme yapacak olursak:
Doğum sonrası dönemden itibaren, ergenlik dönemine kadar olan süreç, çocuklarda; “yeni doğan” dönemi (0-1 ay), “süt çocukluğu dönemi” (1 ay-2 yaş), “erken çocukluk dönemi” (2-7 yaş) ve “geç çocukluk dönemi” (7-9 yaş) olarak adlandırılır. Bu dönemlerin hepsinde bir kız çocuğun genital anomalisi, fizyolojisi, ruhsal ve duygusal gelişimsel süreci, her ne motivasyonla olursa olsun, kendisine yöneltilecek her hangi bir cinsel eylemi taşıyabilecek, sindirebilecek olgunlukta değildir. Bu yaşlar, ebeveyn-çocuk arasında güvenli bağlanmanın yeşerdiği, çocuğun kendi ebeveynine duygusal, ruhsal ve fiziksel açıdan ihtiyaç duyduğu bir gelişim sürecidir. 3-6 yaş bir çocuk için oyun yaşıdır, okul öncesi eğitim yaşıdır. 6-9 yaş, bir çocuk için yine oyun yaşı ve ilköğretim becerilerini kazanması gereken bir yaştır. Bütün bu süreçte kendi ebeveyninin koruma, kollama, gözetme, bakımverme, şevkat verme gibi yaklaşımlarına derinden muhtaçtır. Ayrıca, hukuken bir çocuk, 18 yaşına kadar çocuk kabul etmektedir.
Ergenlik dönemi ise, 12-14 yaş arasında başlayan bir süreçtir. Bu dönem, kişilerin adı üstünde “deli kanlı” oldukları dönemdir. “ Ben kimim, neyim, hayattaki beklentilerim ne, doğrularım ne, hedeflerim ne” yi aramaya yönelik olarak geçirilen, hormonal ve fiziksel değişimlerin olduğu çok özel bir dönemdir. Bu arayışların sonunda, 21 yaş civarında kişilik tama yakın oturur. Toplumsal ve psikolojik açıdan ergenlik dönemi, kız erkek ilişkilerinin yeşermeye başladığı, kişilerin karşı cinsi tanımak üzerinden gerçek kendiliklerini keşfettikleri bir dönemdir. Gençler bu sayede, ilerideki eş arayışlarını zihinlerinde şekillendirmiş olurlar. Her açıdan layıkıyla yaşanmış olan bir ergenlik dönemi sonucunda, gençler, hayatlarını birleştirecek olan kişiyi daha doğru olarak seçebilme potansiyelini yakalarlar. Ülkemizde, bazı kültürel yaklaşımlarda, genç kızların çocuk denecek yaşta evlendirildiklerini üzülerek görmekteyiz.
Hukuken reşit olma yaşı 18 olarak kabul edilse dahi, tıbbi ve ruhsal açıdan değerlendirdiğimizde, 22 yaşından evvel yapılmış olan evliliklerin, psikolojik ve toplumsal açıdan pek çok sakıncası vardır. Bunlar kısaca şu şekilde özetlenebilir:
-22 yaşından evvel, kişilerin fiziksel gelişimleri henüz yerli yerine oturmamıştır. Bu gençler gerek fiziksel gerekse de ruhsal açıdan evlilik gibi ağır sorumluluklar üstlenmeyi gerektirecek bir müesseseyi göğüslemeye hazır değildirler.
-Erken yaşta yaşanan gebelikler fiziksel ve ruhsal açıdan pek çok komplikasyona yol açar. Bu kişilerin bedenleri gebelik sürecini tam anlamıyla karşılayacak kadar gelişmemiştir.
-Bu kişilerin henüz kimlikleri, kişilikleri tam olarak belirginleşmemiştir. Akranlarıyla gezme, dolaşma ve eğlenme dönemleridir.Erken yaşta sorumluluk almak, onları depresyona itebilecek sebepler arasındadır.
- Evlendirilmeyle beraber genel olarak, bu gençlerin eğitim hayatları da ellerinden alınmış olur. Bu da onlara yapılacak en büyük haksızlar arasındadır. -Fiziksel ve ruhsal açıdan erken tükenmeye ve tek boyutlu üretime zemin hazırlar.
Özetleyecek olursak, genç kızları çocuk yaşta evlendirmek, mahkeme kararıyla bu amaçla yaşlarını büyütmek, sayılabilecek çocuk istismarı yöntemlerinin ön sıralarında yer almaktadır. Ek olarak, komplikasyonlu gebelik riski açısından hem bireysel sağlığa hem de devletin sağlık politikasına olumsuz yük bindirmekte olup, toplumun depresyon oranını yükseltme riski açısından da ruh sağlığı politikası üzerinde olumsuz risk teşkil etmek suretiyle, gerek toplumsal, gerekse de sosyolojik açıdan önemli bir sorunsaldır.
11.12.2022 Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat Psikiyatr