M. Kerem Doksat | 22 Mart 2020 Pazar | 2230 |
Sevgili Mekâncılar,
Bütün dünyayı etkisi altında alan korona virüsün Türkiye’ye de gelmiş olması sebebiyle hepimiz olağanüstü günler yaşıyoruz. Bilinçlenmemiz için yapılan doğru bilgiyi aktaran haber programları olsun, sosyal medyadan yayılan asılsız haberler olsun, hepimiz üzerinde bir panik algısı yaratıyor her gün. Öncelikli olarak, bu salgının bütün dünyayı etkisi altına almakta olması, elbette ki ülkemizi de tehdit etmektedir.
Ancak, bu konuda Sağlık Bakanlığımızdan yapılan resmi açıklamalara güvenilmesi gerektiğinden, bizim ise vatandaşlar olarak temel sağlık kurallarına özen göstermek kaydıyla kendimizi bu panik havasına bulaştırrmamaktan yanayım. Gerekeni yaptıktan sonra, mutlaka umutlu olmamız gerekiyor.
***
Panik yapmadan tedbiri elimizden bırakmamak çok önemli! Şu anda dünya genelinde gelen bilimsel veriler, sosyal izolasyonu destekliyor ise, bizim de sosyal izolasyona ve sosyal mesafe kurallarına itibar etmemiz gerekiyor. Kişisel hijyen kurallarına azami düzeyde özen gösterip, bağışıklık sistemimize azami ölçüde dikkat etmemiz gerekiyor.
Virüslerin çoğunun global emperyalist güçler tarafından imâl edildiğini ve global ekonomiye ve genel düzene bir ayar vermek adına kullanıldığını düşünüyorum. Zaten toplumsal mesafe 10 metre, kişisel alan 5 metre, mahrem alan 1 metredir ve evrimseldir.
***
Geçmişte, yaşadığımız en büyük sorunlardan birisi HIV’ idi ve bu hastalıktan mustarip çok hasta var. Sonra SARS, MERS, EBOLA derken şimdi de COVİD-19 geldi…
Cennet Gibi bir vatanımız var ve muhtemel salgın gibi durumlarda da millî bir dayanışma içinde olup birbirimizle kaynaşmak ve millî mutabakat içerisinde olmak en doğrusu.
***
Bu tip felâketlerin, bizi bir araya getirip tam bir kültür aşuresi olan ülkemizde barışın, sevginin ve dayanışmanın pekiştirilmesi en büyük arzumuz. Aile değerlerimiz kutsaldır. Yaşlılarımıza gereken önemi ve özeni göstermeliyiz.
***
Böylesine felâket senaryolarının gündemde olduğu zamanlarda sosyal medyada ciddi bir bilgi kirliği ortaya çıkmakta… Bu mecradan gelen haberlere çok itibar etmemek ve sosyal medya gibi mecraları dikkatle kullanmak gerekiyor.
***
Hayat devam ediyor ve Biz işimizin başındayız. Ömrümüz elverdiğince de çalışacağız. Online terapi imkanı en büyük şansımız böyle durumlarda.
***
Neslim de, ben de, ailemiz de hayata asılıyoruz.
***
Hayatın, suyun olduğu her ortamda devam ettiğini ve Yuval Noam Harari’nin “Sapiens” kitabının dünyamıza kazandırmış olduğu evrim bilinci sayesinde de zenginleşerek, kendimin derlemekte olduğu bir evrimsel psikiyatri kitabı üzerinde de çalışmakta olduğumu bildirmek istiyorum.
***
Evrim devam ediyor. Viruslar en küçük canlılar arasındadır. Bu şartlara, “uyum gösterebilen hayatta kalacak” ve bizler de dimdik ayaktayız.
***
Ne mutlu yaşamaya çalışmaya ve bu memleket için çabalamaya.
Bizler hayata asılmaya ve çalışmaya kararlıyız.
***
Sağlık ve mutluluk dolu günlerin bu aziz millet için vazgeçilmez özellikler olduğunu düşünüyorum.
***
Bu ülke ne bölünür ne de başına başka bir belâ gelir. Başka ülkelerin vatandaşı olmanın, başka ülkelere göç etmenin kar etmediği bir dönemdeyiz. “Bize kendimizden ve kendi milletimizden başka yardım eden olmaz” gerçeğiyle yüzleşip, doğru bilimsel bilgiyle hep birlikte kenetlenmeliyiz. Ülkemiz, tıp eğitimi açısından her zaman dünyanın en önde gelen değerlerini yakalamıştır. Bu anlamda birçok ülkenin de önündedir. Sağlıkçılarımız cansiperâne şekilde çalışıyor ve onlara destek olmak durumundayız.
***
Ne mutlu hâlâ dimdik ayakta durup çalışıp üretebilenlere…
Mehmet Kerem Doksat – 06 Mart 2020 – Cuma