M. Kerem Doksat | 27 Ağustos 2021 Cuma | 1105 |
Sevgili Mekancılar,
Bülent Ecevit kimdir? “Mustafa Bülent Ecevit, 1925 doğumlu gazeteci, siyasetçi, şair, yazar. 5 kez Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olma ünvanını taşıyan Ecevit, dürüst siyasetçi kimliğinin yanısıra edebiyata düşkünlüğüyle, yazdığı kitapları ve şiirleriyle de hep göz önünde olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısında, Türk siyaset sahnesinin en önemli isimlerinden biridir, Türkiye’nin Karaoğlanıdır.
***
Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925’te Beşiktaş, İstanbul’da doğdu. Annesi Fatma Nazlı, İstanbul doğumluydu ve bir ressamdı. İstanbul ve Ankara Konservatuarları’nda öğretmenlik yapmıştı. Türkiye’nin ilk profesyonel kadın ressamlarından biriydi. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Kastamonu doğumluydu ve Ankara Hukuk Fakültesi’nde bir adli tıp profesörüydü. Fahri Ecevit, 1943’te siyasete atıldı ve CHP’nin Kastamonu milletvekili oldu, 1950’de bu görevinden ayrıldı. “Ecevit” soyadı, Kastamonu’ndaki bir bucağın isminden geliyordu. Annesi ve babası Osmanlı Devleti’nin seçkin isimlerindendi, ayrıca dedelerinden biri alay komutanı, diğeri ise müderristi".
***
"Liseyi Robert Kolej’de edebiyat kolunda okuyan Ecevit, 1944’te bu okulu bitirdi. Önce Ankara Üniversitesi’ne, sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ne kayıt yaptırdı. Hint felsefesiyle ve Doğu mistizmiyle ilgileniyordu. 1944’te Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çevirmen olarak başladığı çalışma hayatına, 1946’da Londra’daki elçilikte Türk Basın Ateşeliği katibi olarak devam etti. Bu sırada da Londra Üniversitesi’ne kayıt yaptırmıştı, burada İngiliz dili ve edebiyatı, Sanskritçe, Bengalce ve sanat tarihi üzerine eğitim aldı ancak eğitimini tamamlamadı. Katiplik görevinden 1950 yılında ayrıldı ve aynı yıl Cumhuriyet Halk Partisi’nin çıkarttığı Ulus Gazetesi’nde işe başladı. Bunun sebebi ise babasının Londra’da yaşamasından memnun olmaması ve dönemin başbakan yardımcısı Nihat Erim’i araya sokarak Ecevit’e Ulus Gazetesi’nde iş bulmasıydı. Çalkantılı bir dönemde bu mesleği yürütmeye çalışan Ecevit, dönemin Demokrat Partisi’nin basın üzerindeki baskılarından nasibini aldı. Ulus Gazetesi, Demokrat Parti tarafından kapatıldı, bunun üzerine Ecevit, Halkçı Gezetesi’nde, Forum Dergisi’nde ve Yeni Ulus Gazetesi’nde yazı işleri müdürlüğü görevini üstlendi, aynı zamanda bu gazetelerde yazılar da yazıyordu. Ulus Gazetesi’nde başlayan siyaset ilgisi, onu 1954 yılında CHP’nin Çankaya Ocağı’na kaydolmaya itti. Bu sırada gazetecelik görevine devam eden Ecevit, 1955 yılında Amerika’nın Kuzey Carolina eyaletine bağlı Winston-Salem’de, “The Journal and Sentinel“adlı gazetede konuk gazeteci olarak çalışmaya başladı. Bu görev, Amerikan Basın Enstitüsü ve ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Eğitim Mübadele Programı’nın, Amerika’yı genç ve yetenekli yazarlara tanıtmak için sarfettiği çabaların sonucu olarak dşti. Daha sonra Türkiye’ye geri döndü. 1957’de Rockefeller Foundation Fellowship isimli kurumdan kazandığı burs ile, Harvard Üniversitesi’nde inceleme yapmak üzere Amerika’ya döndü. Burada 8 ay boyunca Orta Doğu tarihi ve psikoloji üzerine incelemelerde bulundu. Aynı yıl, 27 Ekim 1957’de, İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker’in adaylığı ona devretmesinin yardımıyla CHP’den milletvekili adayı oldu; böylece aktif siyaset hayatı da başlamış oldu. Demoktarik Sol Parti, Ecevit siyasi yasaklı olduğu için eşi Rahşan Ecevit’in başkanlığında kuruldu. 1987 yılında yasağı kalkan Ecevit, partinin başına geçti”.
***
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Henry Kissinger ismindeki ABD’li politikacı “Alo., Sayın Karaoğlan Kıbrısın’ın tamamını ilhak etme” dediği zaman , O da “alo peki, Ayşe tatile çıksın” diye cevap verince, Kıbrıs’ın tamamını ele geçiremedik maaelesef. Oysa ki Kissinger’a “hayır” demiş olabilseydi, şu anda Kıbrıs sorunu diye bir şey yoktu. Ada’nın tamamı Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olacaktı. Siyaset zor zanaat. Şartlar her durumda, her dinamikte farklı seyrediyor.
***
Bu arada sağlığımız yerinde bol bol çevrim içi hasta görüyoruz ve Çeşme’de bol bol denize giriyoruz.
Herkese selam ve sevgilerimle
Mehmet ,Kerem Doksat – 27- Ağustos 2021