M. Kerem Doksat | 8 Mart 2017 Çarşamba | 2992 |
COUVADE SENDROMU
Sevgili Mekâncılar,
Erkeklerde, aynen hanımlarında olduğu gibi gebelik belirtilerinin ortaya çıkması demektir.
Kuvad sendromu (Fransızca: couvade, “kuluçkaya
yatmak”; erkek loğusalığı olarak da bilinir), erkeğin
eşinin gebelik döneminde ve doğumdan sonra onun rollerini
taklit etmesi demektir.
En uç örneğinde anne, doğumdan sonra olabildiğince kısa
sürede (çoğu kez aynı gün) günlük işlerine dönerek yatmakta
olan babaya hizmet eder. Böylece cinsel roller tersine dönmüş
olur.
Erkek loğusalığı terimi, bazen, bebeğin doğumunun ardından
anne ve babanın hareketlerinin aynı biçimde kısıtlandığı bir
dönemi belirtmekte kullanılır. Bununla birlikte, eski ve yazısız
toplumların hemen hemen tamamında, doğumun ardından
babanın davranışlarının bir ölçüde kısıtlanması yaygın bir
uygulamadır.
***
En uç örneğinde anne, doğumdan sonra olabildiğince kısa
sürede (çoğu kez aynı gün) günlük işlerine dönerek yatmakta
olan babaya hizmet eder. Böylece cinsel roller tersine dönmüş
olur.
***
Erkek loğusalığı terimi, bazen, bebeğin doğumunun ardından
anne ve babanın hareketlerinin aynı biçimde kısıtlandığı bir
dönemi belirtmekte kullanılır. Bununla birlikte, eski ve yazısız
toplumların hemen hemen tümünde, doğumun ardından
babanın davranışlarının bir ölçüde kısıtlanması yaygın bir
uygulamadır.
***
Aslında bir aşırı empati durumudur ve çoğu erkekte sessiz
sedasız geçer ve kimseler pek bir şey fark etmez.
***
Çok ilginç bir vak'a Afrika’daki Amerikan üslerinden birinden
bildirilmiştir.
Büyücü bir doktora giden adam bekârdır ve beyaz tenlidir.
Büyücü Doktor da zenci ve çok uyanıktır. Adamı taciz edip fiiil-i
livatada bulunur.
Gebelik bulguları var mı yok mu diye muayene ederken bir de
fark eder ki karnında altı aylık çocuk varmışçasına şişmiş bir
batın, linea nigra (kadınlarda görülen gebelik izleri) ve kloazma
denen gebelik maskesi…
Amerikan Üssünde çalışan uçuş görevlisi derhal bu Cadı
doktoru öldürür.
Peki, ceza almış mıdır?
Hayır, çünkü o Afrika ülkesinde bu tür olaylara çok sık
rastlanmaktadır ve yasalara göre de suç olarak kabul
edilmemektedir.
***
Hemen sağlık kurulu toplanır ve kişiyi tekrar muayene ederler.
Şaşkınlık içindedirler çünkü aynen bir kadın gibi gebelik
belirtileri vardır ve aralarında tartışırlar.
***
Sonunda bunun bir Hezeyanlı Bozukluk hastalığı olduğuna karar
verirler ve hastaya tioridazin (Melleril) 200 verilir. Bu ilaç şimdi
piyasadan kaldırıldı.
Adam bir süre sonra ishal olur ve bu aslında olmayan ama
hastanın olduğuna inandığı çocuk bu sayede düşer.
Ülkenin yasalarına göre şuur ve harekât serbestisini arızi (geçişi
olarak) ortadan kaldıran bir klinik tablo söz konusu olduğu için
herhangi bir ceza görmez.
***
Bu düşen çocuğu kimse görmemiştir ama bir ay sonraki sağlık
heyeti muayenesinde adamın karnının normal hâle geldiği,
aklını başında olduğu kanaatine varılarak çalıştığı üste
çalışmaya devam etmesine karar verilir.
***
Bazı erkeklerde psikosomatik belirtiler (psödosiyezis) denen
yalancı gebelik bulgularına rastlanır.
Bunların beyinlerindeki temporolimbik sistemlerindeki ayna
nöronlar aşırı çalıştığı için, evli bile olsalar, karılarının cinsel ve
toplumsal rollerini benimsemişlerdir.
***
Bazılarında bu artık bir bozukluk hâlini alır ve gebe kaldıkları
hezeyanı o kadar şiddetlenir ki, bu hayali çocuğu aldırmak için
kadın doğum uzmanlarına dahi giderler.
***
Şaşkına dönen jinekolog sözüm ona bir küretaj (Tahliye) yapar,
bazısı ise sezaryen uygularlar.
Her halükârda kişi psikotik olduğu için ikna olmaz ve başka bir
jinekoloğa gitmeye kalkar.
Türkiye’de henüz böyle bir hastaya rastlamadım ama görsem
ve muayene etsem, derhâl güçlü bir antipsikotikle (mesela
haloperidol (Norodol) ile tedaviye başlar ve ila 5 sene
tedavisine devam ederdim.
***
Son zamanlarda hastalarımızın bazılarında tedaviye riayet
(adherence) ve bağlılık (compliance: uyunç diyen de var ama
ben alışamadım) sorununu biraz fazla görmeye başladım.
***
Bunda prospektüsleri okuyup adeta ahkâm kesmek veya
internetteki yalan yanlış bilgilere kanıp bunlara göre davranma
davranışlarında artma olmasının önemli rolü olduğunu
zannediyorum.
***
Eğer bir hastada Şizofreni Hastalığı veya benzeri bir psikotik
tablo mevcutsa, soygeçmişinde benzeri şikâyetleri olan hastalar
varsa ve intihar teşebbüsü görülmüşse, etkili dozda
antipsikotiklere en az iki ila 5 sene devam etmek gerekir.
***
Clopixol veya zuklopentiksol gidi ksantin derivesi ilaçları 2
haftada bir kalçadan yaptırmak da iyi bir seçenektir çünkü bazı
hastalar ağızdan ilaç almakta direnç gösterirler.
***
Tekrarlayıcı Majör depresyonu olanlarda mesela Efeksör’ü
(venlafaksin: triaminoerjik bir antidepresan) 300 hatta 450
miligrama kadar çıkmak ve hele psikotik özellikler de
eklenmişse (hallüsinasyonlar, hezeyanlar, gaipten ses duyma
veya düşüncelerinin radyo ve televizyondan yayınlanması gibi),
icabında tedaviye –o da bulabilirlerse- Nörofren (Pimozid) 2 ila
4 mg ekleyip ömür boyu tedaviye devam etmek gerekir.
***
Birkaç Bipolar Bozukluğu olan hastamı sekreterime arattım ve
mutlaka an az 3 aylık aralıklarda (Lithuril: Lityum karbonat),
Depakin 500 Chrono vermişsem laboratuvarda kan düzeyi
baktırıp amonyum ve diğer parametrelerine baktırmak gerekir,
mutlaka düzenli olarak gelsinler” dedim ama bir hastam “ben
iyiyim, gerek yok, istediğim zaman gelirim” cevabını vermiş.
Hâlbuki bu hastalığı çok yakından tanıyor ve zamanında çok çekti.
***
Lityum’a bağlı tiroid yetersizliği veya antitiroid hormonlarda yükselme söz konusuysa, hastanın soygeçmişinde intihar girişimi olmuşsa, hastayı ilk gördüğümüzdeki tablo çok şiddetliyse, bir akıl hastanesine yatırılması gerekmişse tedaviye ömür boyu devam etmek gerekir.
***
Bu arada ABD’deki seçim skandalları çok büyüdü ve hile-i şerriye (birtakım dalaverelerle) ile Donald Trupmh
başkan oldu. Adamın saçları pek muhtemelen boya, büyük
serveti var ve İslamofobik.
Neredeyse Müslümanların ABD’ye girmesini yasaklayacakmış da
son anda ikna etmişler.
***
12 Eylül’ü yaşayanlar bilir; şimdi yedi düvelle savaş hâlindeyiz.
Benim 10 sene geçerli ABD vizem var. Neslim müracaat
ettiğinde bir tek ona vize vermişler; sudan bahanelerle iş
adamlarının da içinde olduğu pek çok kişiye lütfedip(!)
vermemişler.
***
Kardak Krizi gene gündemde ve Yunanistanlı dostlarımız gene
Avrupa’nın şımarık çocuğu gibi davranmaya başlamışlar.
Geçenlerde Midilli’ye feribotla giderken Yunanistan’a girmek
üzere seyahat eden çok nüfuzlu ve muhiti de geniş olan bir
ahbabımın pasaportuna “istenmeyen insan – persona non
grata” diye çapraz koymuşlar.
***
Çok büyük bir ihtimalle, gerekirse Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne kadar gidip bu çirkin davranışı düzeltecek.
Stresten tansiyonu fırlamış.
***
Stresin azının faydalı (östres), fazlasının zararlı (distres)
hatırlatarak, eğer Tükenme Sendromu (bir teşhis değildir),
Majör Depresyon (bir teşhistir) ve benzeri hastalıklar
gelişirse, mutlaka iyi bir psikiyatra müracaat edin.
***
Referandumla ilgili olarak internette hiç de hoş olmayan
resimler, görüntüler dolaşıyor.
***
Burası hâlâ demokratik bir ülke ve hâlâ bir TSK var ama çok
zayıf düşürüldü ve maazallah bir topyekûn harbe bizi
sokarlarsa, akıbetimizin ne olacağını bilemiyorum, kimse de
bilmiyor.
***
Aklıma izafiyet teorisinin kurucusu Einstein’ın sözleri geldi –ki
Fritz Neumark da dâhil pek çok pek çok bilim adamını, İnönü
hükumetinin aczine rağmen Türkiye’ye getirten adamdır ve
yazdığı mektuplarla Dünya’ya büyük hizmetler olmuştur: “3.
Dünya savaşı olursa oklar ve yaylarla” olacak demişti.
Toprağı bol olsun, ne kadar uzak görüşlü adammış
***
Lütfen hekimlerinize güvenin ve kendinizi onlara emanet edin.
Türkiye’den de kaçmanın bir âlemi yok.
Artık globalizasyon (küreselleşme) ve (glokalizasyonla
küreyelleşme) bu Mavi Planet o kadar ufaldı ki, nereye gitseniz
sizi bulurlar.
***
ABD nereye hücum edecek olsa, önce bir filmini çektirtir, sonra
da saldırır.
***
“Fetö” dalgası memleketi silidir gibi sarstı ve filigramını dahi
taklit ederek sahte Dolar bastırmışlar! Cezası idamdır, yanlış mı
biliyorum?
Bu ne cür'ettir, havsalam almıyor ve bildiklerim de var ama
yazamam.
***
Bizim gibi insanlar için işini yapıp, düşük profille hayatını idame
ettirip, mesleğine sarılıp anavatan olarak burayı hiç unutmadan
çalışmaya devam ettirmek en iyisi.
***
Bu arada eski asistanlarımızdan profesörlüğe atananlar ve
terfiler var, bu da işinin tatlı tarafı.
***
Herkese sağlık, barış ve kardeşlik temennisiyle sevgi ve
saygılarımı sunuyorum.
Mehmet Kerem Doksat - Tarabya - 08.03.2017