FAZIL SAY’A REDDİYE, MARS’A METHİYE

M. Kerem Doksat      16 Ağustos 2012 Perşembe      5221



Bakın Fazıl neler sayıyor:

Gene Türkiye’ye dönelim ve bakalım; Yiğit Bulut genel yayın yönetmeni olunca zavallı sunucular ne hâllere düşüyor seyredin.

 

Aslında aradaki dönemde Yiğidim başka bir TV’de de çalıştı ama gizleniyordu, ben yakaladım.

Ve hicap ederek paylaşıyorum ama sorumlu yazarlık bunu icap ettiriyor.

Sonunda aklıselîmle cevap buluyoruz, Kişilik Bozukluğu ve Cinsel İşlev Bozuklukları Uzmanı Sevgili Doğan Şahin Meslekdaşım çok haklı olarak çok kızıyor:

https://www.youtube.com/watch?v=V4bJsn9MP_M&feature=related.

Konuşmayınca korktuğumuz İçişleri Bakanımız şahin gibi konuşarak biz rahatlatıyor ve biber gazının doğal, hâttâ lezzetli bir şey olduğunu söylüyor!

Bunaldınız değil mi?

Neyse, güzel haberlerim de var.

Bir de şu gâvur piyaniste bakın (olmazsa kopyalayıp internete pastalayın, inanın değecek; buraya sığmıyor da):

https://www.youtube.com/watch?v=FhcidIUkCbk&feature=player_embedded

Âsâbım bozuluyor nedense!

*

Bu arada,

Bir öğreniyoruz ki, beyinde “kanalizasyon sistemi” keşfedilmiş!

Beyin, sanılandan daha hızlı ve etkin şekilde atık maddeleri arıtıyormuş.

Alzheimer veya Parkinson gibi hastalıklara sebep olan sağlığa zararlı atıklar, “kanalizasyon boruları” tıkalı olmadığı sürece, beyin tarafından atılıyormuş. Beyin, özel hücrelerden oluşan kanalizasyon ağıyla beyin sıvısı ve atıkları, basınç yardımıyla temizliyor. Sistem, vücuttaki lenf yollarınınkine benzer bir görev üstleniyormuş.

Science Translational Medicine’deki makaleye göre (bkz. http://stm.sciencemag.org/content/4/147/147ra111), bugüne kadar, atıkların dokudan kan damarlarına difüzyonunun çok yavaş ve pasif olduğu düşünülüyormuş. Ancak yapılan keşif, beynin buna ek olarak, çok daha hızlı çalışan başka bir arıtma sisteminin bulunduğunu göstermiş.

Araştırmayı yürüten, Rochester Üniversitesi Bilim Adamlarından Maiken Nedergaard, her organ için atık temizlemenin çok önemli olduğunu belirterek, beyin içinse bunun daha da büyük rol oynadığını kaydetmiş.

Alzheimer veya Parkinson gibi tüm dejeneratif hastalıklarda beyinde atıkların biriktiğini hatırlatan Nedergaard, bunların da zaman içerisinde beyin hücrelerine zarar verdiğini, hâttâ bunları öldürdüğünü ifâde etmiş.

Bugüne dek, beyinde bu atıkların temizlenmesi için sâdece bir yol bulunduğunun düşünüldüğünü anlatan Nedergaard, bu sistemde de beyin sıvısının çok yavaş şekilde, içindeki atık maddelerle birlikte damar duvarından sızarak kana ulaştığını belirtmiş ve ilâve etmiş: “Ancak şimdi görüyoruz ki, beyin sandığımızdan çok daha organize, hızlı ve faâl şekilde kendisini arıtıyor”.


Beyindeki kanalizasyon sistemi eritrositlerden oluşuyormuş. Eritrositler beyindeki kan damarlarının etrafını sarıyor ve böylece hücre ile beyindeki sıvı kaynakları arasında köprü oluşturuyormuş. Bu hücreler de kendi pompalama sistemlerini kurarak, beyin dokusundaki sıvıyı emiyor, özel kanalcıklar üzerinden basınçla damarın içine püskürtüyormuş. Vücuttaki lenfatik drenaj sistemine benzediği için, bilim adamları yeni keşfettikleri bu kanalizasyona, eritrositlerin de dâhil olduğu hücre tipi olan glial hücrelerden esinlenerek, “Glenfatik Sistem" ismini vermişler.


Keşfettiklerinin hidrolik bir sistem olduğunu vurgulayan Nedergaard, “kapağı açtığınızda sistem duruyor, çalışmıyor. Bu yüzden yıllardır devam eden beyin araştırmalarında bu sistemi göremedik” diye konuşmuş, eritrositlerin basınçla işleyen pompalarının sâdece yaşayan, çalışan, tam bir beyinde devrede olabildiğini söylemiş.

Bilim adamları beyindeki bu kanalizasyon sistemini özel mikroskobik bir yöntem kullanarak keşfetmiş. İki foton mikroskop sâyesinde opak maddeyle işaretlenen beyin sıvısının akışı takip edilebilmiş. Bu drenaj sisteminin varlığını şu âna kadar sâdece farelerde ispat etseler de, aynı kanalizasyon ağının insan ve memeli hayvanlarda da bulunduğunu düşünüyorlarmış; insan beyni daha büyük olduğu için bu aktif arıtma sistemi insanlar için, kemirgenler için olduğundan çok daha önemli olabilirmiş. Bilim adamları, arıtma sistemini keşfettikten sonra farelerin beynine, Alzheimer’a sebep olan hasarlı beta amiloid proteinleri enjekte etmişler.

Sağlıklı farelerde, beta amiloidlerin bir saat içerisinde büyük ölçüde beyinden temizlendiği görülürken, genetik bir hasar nedeniyle eritrosit kanalları kapalı olan farelerde aynı süre içerisinde beta amiloid oranının ikiye katlandığı tespit edilmiş.

Bu drenaj sisteminin Alzheimer ve benzer hastalıklar için büyük önem taşıdığına kanaât getiren bilim adamları, Alzheimer hastalarında bu sistemin çalışmasını hızlandırarak, hastalığı ağırlaştıran beta amiloidlerin beyinde daha fazla birikmesinin engellenebileceğini tahmin ediyorlarmış.

Bu kanalizasyonun aktığı nehirler ve göllerde şiddetli kirlenmeler olabileceğinden endişe duyuluyormuş.

*

Son bir iddia da Mars’a gidip kolonileşeceği yönünde…

“Batsın bu dünyâ, bıktık buradan” diyen bir grup elitin, zâten hayatın gezegenimize ilk geldiği yer olduğu düşünülen Mars’a geri hicret etmeye karar verdikleri duyurulmuş. Bunun muhtemel tarihinin ise, uluslararası işbirliği ile 2016-2020 yılları arası olarak hesapladıkları belirtilmiş.

Bakın 

http://nethaberci.com/sondakika-yasam-haberleri/marsa-nasil-gidilir-262613.html 

http://www.youtube.com/watch?v=P4boyXQuUIw&feature=related 

Sevgi ve saygılarımla…

Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 16 Ağustos 2012 Perşembe

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©