M. Kerem Doksat | 14 Aralık 2017 Perşembe | 2458 |
Değerli Mekâncılar
Hasan Mezarcı (d. 11 Mayıs 1954, Düzce), köktenci ve muhafazakâr görüşleriyle tanınan Türk siyasetçisi ve din adamıdır.
Hayatı
İlkokuldan sonra Düzce Merkez Kur’ân Kursu'nda hafızlığını yaptı ve İmam Hatip Okulu’na girdi.
Orayı bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni kazandı. İlahiyat okurken medrese tahsili de aldı.
Alanında uzman ilim adamlarından dersler alan Mezarcı, Arapça, Farsça, tefsir, hadis ve kelâm gibi ilimler öğrendi.
Daha küçüklüğünde dedesinin okuduğu Ahmediye ve Muhammediye gibi İslam klasiklerine büyük ilgi duyan Hasan Mezarcı, "Osmanlı'ya, tarihe alakamız, resmi tarihin zıddı olan fikirlere alışkanlığımız aileden geliyor" diyor.
Öğrencilik yıllarında müezzinlik ve imamlık ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Ziraat Bakanlığı’nda memurluk yaptı.
Müftülüğe Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde başladı. Daha sonra askerlik hizmetini tamamladı.
Yedek Subaylığı 12 Eylül’deki sıkıyönetim dönemindeydi. Adana 6. Kolordu Komutanlığı'nda Basın ve Halkla İlişkiler subayı olarak görev aldı.
Askerlikten sonra Sakarya’nın Akyazı ilçesine müftü olarak atandı.
Akabinde de İstanbul’un Ümraniye ilçesinde tayin edildi.
Akyazı’da 5, Ümraniye'de ise 3,5 yıl görev yaptı.
Dokuz senesi müftü olmak üzere devlet memurluğundaki hizmeti 15 yılı aştı.
Müftülük yaptığı bölge İstanbul’dan Refah Partisi tarafından aday gösterilerek TBMM’ne girdi.
Evli ve altı çocuk babası olan Hasan Mezarcı yakın tarihle ilgili tartışmalı konuları gündeme getirmesiyle dikkatleri çekti ve bu sebeple partisinden ihraç edildi.
Daha sonra hapis cezasına çarptırıldı. Hasan Mezarcı’nın hapishane süreciyle başlayarak bir içine kapanma ve yalnızlaşma sürecine girdiği gözlendi.
Cezaevindeyken psikolojik ve biyokimyasal işkenceye maruz kalarak akıl sağlığını kaybettiği iddia edildi.
Bu işkencenin 1992 yılında yayınlanan Dünya Af Örgütü raporuna göre “İnsanın zihni yetilerini bozmayı, yok etmeyi, değiştirmeyi hedefleyen sorgulama prosedürü ahlâki suçtur. Fiziksel işkence sınıflandırması kadar insanlık dışıdır” düşüncesi çerçevesine girdiği iddia edilmesine rağmen yeterli delil bulunmaması sebebiyle iddia olmaktan ileriye gidememiştir.
25 Kasım 2000'de verdiği röportajda üç yıl önce yattığı cezaevinde Allah tarafından peygamber ilan edildiğini belirten Mezarcı, kendisini ayrıca bir de Mesih ilan etti.
Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin “Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret” suçundan kesinleşmiş 1 yıl hapis cezası alan Mezarcı, yaklaşık 3 yıl yaşadığı Almanya'dan Türkiye'ye dönünce cezasını çekmesi için gönderildiği Edirne'nin İpsala Kapalı Cezaevi'ne de yaklaşık 3 ay yattıktan sonra Ceza İnfaz Kanunu hükümlerine göre cezasını tamamlayarak 6 Mayıs 2002’de tahliye oldu.
Havarileri (şahitleri) olduğunu iddia ettiği cemaati ile faaliyetlerini internet sitesi vasıtasıyla da devam ettirmektedir. Çeşitli e-kitaplar yayınlanmaktadır.
Kavgamın Perde Arkası adlı 1996 yılında yazdığı bir kitabı vardır.
Evrim devam ediyor, İzmir ve İstanbul’da kurslar sürüyor.
Nice güzel günlere ve demokrasiye…
Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 14 Aralık 201