HEPAR HAKKINDA KISA BİR YAZI

M. Kerem Doksat      9 Eylül 2012 Pazar      10352



Sayın Osman Pamukoğlu ile tanışmamız ve benim bu partiye üye olmamın ilginç bir hikâyesi var…

Tâ beş sene kadar önce bu partiye ilgi duymuş ve Başkan Yardımcısı sıfatlı bir hanımefendiye önce e-mesaj yollayıp, sonra da telefonla konuşmuştum.

Efendim, sizi arayacağız derhâl” dediler ama ne ses ne de soluk çıktı!

Daha sonra HEPAR İstanbul İl Başkanı Mehmet Aziz Göksel (kariyeri için http://mimarliknew.maltepe.edu.tr/mehmet_aziz_goksel_oz adresini tıklayınız) yakın dostumdur, beni aradı ve “Hocam, bu partinin size ihtiyacı var” dedi.


Aman estağfurullah ama başımdan böyle bir şey geçti” diyerek anlattım. O da “biraz dağınıklık var, kusura bakmayın, ben sizi Başkan’la bizzat tanıştıracağım” dedi.

Mehmet Aziz Göksel, pırıl pırıl, gönlünü Atatürkçülüğe vermiş bir genç.

Hiçbir şahsî ikbâl merakı yok.

Hâttâ “benim kaybedeceğim bir şey yok, şu memleketi kurtaralım istiyorum” diyecek kadar da kararlı; üstelik kendi akademik konusunda da dünyâ çapında bir bilim adamı…


Tamam” dedim, “şeref ve memnuniyet duyarım”.

Genel Başkan YardımcılarıMehmet Işık, Emre Ertan, Recep Bakırcı da dâhil, partinin üst yönetimiyle beraber tam da Paşa’nın karşısına oturdum, epey sohbet ettik.

Hâttâ http://www.hakveesitlik.org.tr/haberler/duyurular/hepara-neden-katildim-h257.html adresinde de göreceğiniz gibi, şöyle bir deklarasyonda da bulunmuştum:

HEPAR’A NEDEN KATILDIM? Atatürk ve arkadaşlarının olağanüstü çabaları ile ne kadar büyük bir millet olduğu unutturulan Türk Milleti’ne bunu hatırlatarak kurdukları Türkiye Cumhuriyeti, dünyadaki en stratejik ve tehlikeli bir bölgede, kendisini parçalamak için elinden geleni yapan dahilî ve haricî bedhahların tam anlamıyla kuşatması altındadır. Mevcut hâl ve şartlar içerisinde, bu aziz millete ve ülkeye hizmet edebilmenin en doğru adresi olarak gördüğüm için, Hak ve Eşitlik Partisi’ne intisap ederek, beni bugünlere getiren milletime hizmet etmek için elimden geleni yapacağım. Eskimiş ve kokuşmuş hâle gelen sağcılık, solculuk kavramlarının yanı sıra, dinozorlaşmış birtakım ideolojilerin kıskacından kurtulmuş, anti-emperyalist, ırkçı ve müstevlî olmayan yâni Atatürk’ün târif ettiği mânâda bir milliyetçilik anlayışı içerisinde, “ulusaldan evrensele kardeşçe seyahate” bir nebze katkım olursa ne mutlu bana. Saygım ve sevgimle… Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat”.

Anadolu Hisarı’ndaki “Uskumru Balık Restaurant’ta” sofra kurulmuştu.

Kendisinden tek bir şeyi önemle arz ve talep ettim: “Bir istişâre kurulu oluşturunuz, hâttâ bunun resmî bir ismi de olmasın ama ilmine, fikrine güvendiğiniz bir beyin takımıyla fikir alışverişinde bulununuz. Tamamen tek başınıza hareket ettiğiniz intıbâı yayılıyor, hâlbuki Hz. Muhammed bile şûra kararlarıyla devlet yönetirdi”.

Tamam, Hocam, sizi Ramazan sonunda mutlaka arayacağım ve bunu hayata geçireceğim” dedi.

Dedi ve bir daha hiç ses çıkmadı.

Eğer http://www.keremdoksat.com/index.php/entry/neler-oluyor-canim-bize-neler-oluyor-ve-requiem makalemi okursanız, bu konuda “İstişâre etmiyor etrafıyla, tek başına hareket ediyor ve aleyhinde konuşmak isteyenlerin eline mâlzeme veriyor maâlesef” diye yazmıştım…

Hâlbuki Paşa her gün bir kanalda, tek başına bir ordu gibi konuşuyor.

Meselâ bir danışsaydı, aşağıdaki kanalda televizyona asla çıkmamasını söyleyebilirdim. Bunun Ümit’in kişiliğinden başka sebepleri de var.

]

Reyting her şey değildir ve Sayın Osman Pamukoğlu, ileride muhtelif ajanların veya kötü niyetli kişilerin kullanabileceği ciddi kozlar veriyor ellerine. Her şeye tamamen askerî açıdan bakıyor ve yanındakilerin fikirlerine de bence yeterince ehemmiyet vermiyor.

Bunlar ince işlerdir. Bu memlekette dürüstçe seçimler yapılabileceğini düşünüyor.

Yarın öbür gün bir kaset veya komplo da bu partinin Başkanı’nın yâhut âzâlarının kapısını çalarsa, hiçbir “B Plânı” yok.

Derin derin düşünmekteydim ki, geçen gün cep telefonuma “Başkanımız ….’da konuşma yapacaktır” diye haber geldi.

Ben de “partiyle ilişkilerimi askıya aldım” diye yazdım.

   Gelen cevap “peki, teşekkür ederiz” idi!

      İyi mi?

         Değil bence…

Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 09 Eylül 2012 Pazar

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©