M. Kerem Doksat | 16 Mayıs 2014 Cuma | 4405 |
Eğer bir gün suya düşersen
Bir hain gaz akımı burnunun suratının önüne patlarsa
Eğer bir ırgatsan ve grizuyla metan sana sürpriz yaparsa
Ne olur, biliyor musun?
Kanındaki hemoglobine karbonmonoksit veya metan bağlanır
Bu öylesine bir aşk-ı memnûdur ki
Asla kopamaz mel'unlar
Ve sen tepişip soluk almak için debelenirken
Gözlerin ve akciğerlerin yerlerinden fırlar
Etrafa haykırmak istersin ama sesini de duyuramazsın
Üstelik pek az kalan soluğun da öyle tükenir
Ölüm korkusu bütün varlığını sarar
İrislerin koskocaman olur
Tüylerin de kirpi gibi
Hiçbiri kesmez ıstırabını
Azaltamaz içindeki vahşeti, dehşeti
Eğer bahtında hayırlısı yazılmışsa
Şuûrunu kaybedersin ve fark etmezsin
Yok, eğer aksiyse mukadderat,
Cehennem azabı neymiş
O zaman anlarsın arkadaş
Hem de korkunç biçimde!
Miden ve bağırsakların da hızlanır
Hem küçük hem de büyük kaçar
Mahcup olursun ahmak gibi
Sanki elinden gelen varmış da…
Eğer birileri yetişip de sana Oksijen verirse
Yâhut taze kan takıp geri döndürürse
Alacağın ilk soluk
En kaliteli teneffüsün olur
Hiçbir mektepte tatmadığın…
Yok, eğer vakit gelmişse
Hiç merak etme arkadaş
Bir sonraki adımda bir sürpriz bekler seni
Çünkü ölmek pek keyifli bir şeydir
Orgazm olursun hâttâ!
Hiçbir maddî manevî acın kalmaz
Ne kadar bembeyaz sakallı dede ve nine varsa
Hepsi arz-ı endâm eder
Seni çağırırlar “gel, gel, gel” diye
İşte, Âraf ve Sırat Köprüsü karşındadır
Son bir çabayla gözlerini açıp bakınırsın
Çevrendekilere gülümsersin ki
Giderken çirkin bir suratla anılmak istemezsin
Peki, sanır mısın ki milletin umurundadır?
Yok be arkadaş, nâkıs!
Eğer orada birileri varsa ve üzülüyorsa
Aslında kendi yetersizliğine kızıyordur da
Günahını da sana yazar
Altın semeri hangi merkep ister ki?
Hani derler ya hayatın gözlerinin önünden şerit gibi akar diye
Vallahi de, billâhi de öyle olur, şaşırırsın
“Vay be, doğruymuş ulan” diye aklından geçirirsin
Sonra da bir yerlere gidersin
Eğer vakti zamanında sevildiysen
İyilik hânendekiler aksinden bir fazlaysa
İşte, belki o zaman birkaç kişi gerçekten
Gözyaşlarını senin için akıtır
Sonra bir görevli seni yıkar, temizler
Nedense…
Zâten toprakla yeknesak olacak adama
Neden su harcarlar bilmem
Sonra birileri dualar eder; bilemezsin essah mı…
Yoksa kabir suyu için dolanmaktadırlar mı numaradan
Gene anlayamazsın neden tahtalarla sarıldığını
Göm be arkadaş, toprakla arama niye girersin ki?
Ama bunlar Öbür Âlem’de gelir aklına
Etraftaki zifiri karanlık
Derhal bembeyaz bir nurla dolar
Gerisini bilen yoktur,
Her dünya görüşü veya din başka bir şey söyler
İşin aslını, esasını, Hakikati
Ancak o zaman anlayacaksındır
Ve pek muhtemelen
Kahkahalarla güleceksindir
Ama işitenin olmayacaktır bil ki
Sonra içine solucanlar ve böcekler girer
İlk yağmurda da Özün toprağa karışır
Belki de en uzak okyanuslara ulaşır
Hani, eğer bir ölümsüzlük varsa birader
Ya onlarla kaimdir
Ya sevildiysen ananların arada bir ağlayıp üzülür
Aradan yıllar geçer
Kimseler gelmez olunca da
Mezarlığı kamulaştırırlar
İçine bir AVM dikerler!
Ha, kalmışsa muzip bir dostun hayatta
Senin gömülü olduğun yere yeşil bir baraka kurar
Yanı başına da birkaç şekerkamışı cesedi batırır
Bâri hayrat olursun
Herkes sana Velî der
Eh, epey de deli var bu dünyada
Nalları diktikten sonra sen
Bir bakmışsın ki birileri üzerinden rant kapar
Bakmışsın derken,
Neredendir, nasıldır, niçindir ve emeli nedir
Çözen olmuş mu ki
Hani demem o ki,
Söylenenlere inanma
Bir kere terk ettin mi buraları
Herkesin gözlerinden
Ancak timsah yaşları akar
Boş ver arkadaş, takılma
O kadar mücadele ve kavga sonunda bok böcekleriyle biter
Hani, en iyisi...
Bâri hayattayken...
Daha başka gönül kırma
Vallahi de, billahi de
Değemez be arkadaş
Zâten mekânına gelen giden çok da,
Artık kimse bir yorum bile yapmıyorsa
O iş bitmiştir artık
En yakın dostların kim mi olacaktır?
Tek bir şey
Boşluk
Boşver...
/e
/e
***
Bu mütevâzı şiiri, Soma'da pisipisine kaybettiğimiz ırgatlara ithaf ediyorum.
Kalanlara selâm ola...
Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – Bir Zaman Olacak