M. Kerem Doksat | 15 Şubat 2016 Pazartesi | 4198 |
Bu gece sabahladım ve öyle görünüyor ki daha epey gün ter döküp, mesai harcayacağım.
Kitabı çok geniş tutuyorum.
***
İçinde Kişilik Bozuklukları, evrimsel, klinik ve farmakolojik müdahaleler var.
Keza dinler tarihinden, İslam’a fazla dokunmayarak, örnekler de yer alacak. Budizm, Hıristiyanlık, vahiy… yer alacak. Garip zamanlarda yaşıyoruz, ihtiyatlı olmak ve orta yolu fazla zorlamamak lâzım. Aynı şeyi bir gecede kıraat ettiğim Sayın Mario Levi’nin “Bu oyunda Gitmek Vardı” isimli romanında da gördüm. Bir dönemin baskılarını çok naif ve güzel anlaşılır bir şekilde anlatmış. Okurken bazen irkildim ve epey de güldüm.
Harikulade bir komedi! Neval, Saffet gibi kahramanlar var içinde. Bol da bohem hayat içki ve seks… Tam satacak kıvamda. Son cümlesi: Gelir tabii. Kiminle konuştuğunun hâlâ farkında değil misin? O da sansürlemiş eserini.
***
Böylesine hacimli bir kitabı kendi başıma hazırlamak da işin keyfi tabii ki…
Ne yapalım, kaderimizi kendimiz yazsak da, Karma’da ve var biliyor muyuz?
Bakın Alev gitti. Işıl Ablam da aradı. Onları ziyaret edeceğiz ve epey de seyahat edeceğiz.
***
Bütün mesele gitmeden eser bırakabilmekte. İnsan ömrünün 50.000 seneye çıkarılabileceğine dair sohbetlere katılıyorum. Bu müthiş bir şey!
Daha yapacak çok iş var. Hele kızımı da gördüm ve saçını koklayıp, sarıldım ya!
Bu arada Einstein gene yanılmamış. Yanlışlanabilir mi gene bilmem ama bu A kümesi zat bir kere daha haklı çıktı ve iki Karadelik birleşerek indifa etti. Ortaya çıkan enerjinin bir haddi hesabı yok.
Büyük Patlama Teorisi bir puan daha aldı. Evrim de. Televizyonda Discovery Channel’da harikulade şeyler seyrediyoruz.
Şehit analarının acısını meslek icabı anlayabiliyorum da, acaba bunları yapanlar hiç empati kurup da “bu bizim evladımız olsa ne yapardık” diyorlar mı?
Dilerim benim kitaplarım ve makalelerim de iyice artar, önümüzdeki günlerde yekvücut olarak ayakta dururuz.
Bugünlerde hiçbir şeye güven yok. Sanırım en büyük rehberimiz bilim ve Gazi’nin ruhu olarak kalacak ve dimdik duracağız ayakta.
Bazıları telefonlarıma cevap veriyor, bir kısmı ise sanırım veremiyor.
Onlara da selam ola.
Neydi, çalışmak en büyük ibadet değil miydi?
Hayırlısı olsun, şimdi biraz istirahat etmek gerek benim açımdan.
Herkese sevgim ve saygımla…
Bu arada, Cerrahpaşa’nın yeni Dekanı Prof. Dr. Alaattin Duran. Sevdiğim ve saydığım bir meslekdaşımdır. Arayıp kutladım. Rektörlük ise biraz garip olmuş.
Belki oraya da bir uğrarım.
***
Felsefe derslerine başlayacağım ama kimle söylemem, büyüsü bozulmasın. Evde tam bir hengâme hâkim. Kur’ân mealleri, Pubmed’den inenler, makaleler. Yeni Ahit de elimde.
Türkiye'deki Yahudi cemaati epey azalıyor. Onları kaybetmemek elzem. Elbet bir planı vardır erenlerin...
Herkese sevgim ve saygımla…
Mehmet Kerem Doksat – Tarabya –15 Şubat 2016 Pazartesi