M. Kerem Doksat | 6 Mart 2020 Cuma | 2113 |
Sevgili Mekâncılar,
Bütün dünyayı etkisi altında alan korona virüsün Türkiye’ye de geldiğine dair panik duygusu yaratan haberler oluşturuluyor her gün. Öncelikli olarak, bu salgının bütün dünyayı etkisi altına almakta olması, elbette ki ülkemizi de tehdit etmektedir.
Ancak, bu konuda Sağlık Bakanlığımızdan yapılan resmi açıklamalara güvenilmesi gerektiği, bizim ise vatandaşlar olarak temel hijyen kurallarına özen göstermek kaydıyla kendimizi bu panik havasına bulaştırmamaktan yanayım. Bunlar, hızla yayılan mikroskobik canlılar olup ülkemizde herhangi bir vakaya rastlanmamış olması çok iyi bir haber.
Ancak, paniklemeden tedbiri elimizden bırakmamak kaydıyla!
Virüslerin çoğunun Amerika birleşik Devletlerinde imal edildiğini ve dünya ticaret savaşlarını köpürtmek adına kullanıldığını düşünüyorum.
***
Geçmişte, yaşadığımız en büyük sorunlardan birisi HIV’ idi ve bu hastalıktan mustarip çok hasta var.
Cennet Gibi bir vatanımız var ve olası salgın gibi durumlarda da millî bir dayanışma içinde olup birbirimizle kaynaşmak ve millî mutabakat içerisinde olmak en doğrusu.
***
Bu tip felaketlerin, bizi bir araya getirip tam bir kültür aşuresi olan ülkemizde barışın, sevginin ve dayanışmanın pekiştirilmesi en büyük arzumuz.
***
Böylesine felaket senaryolarının gündemde olduğu zamanlarda sosyal medyada ciddi bir bilgi kirliği ortaya çıkmakta… Bu mecradan gelen haberlere çok itibar etmemek ve sosyal medya gibi mecraları dikkatle kullanmak gerekiyor.
***
Hayat devam ediyor ve Biz işimizin başındayız. Ömrümüz elverdiğince de çalışacağız.
***
Neslim de, ben de, ailemiz de hayata asılıyoruz.
***
Hayatın, suyun olduğu her ortamda devam ettiğini ve Yuval Noam Harari’nin “Sapiens” kitabının dünyamıza kazandırmış olduğu evrim bilinci sayesinde de zenginleşerek, kendimin derlemekte olduğu bir evrimsel psikiyatri kitabı üzerinde de çalışmakta olduğumu bildirmek istiyorum.
***
Evrim devam ediyor ve bizler de dimdik ayaktayız.
***
Ne mutlu yaşamaya çalışmaya ve bu memleket için çabalamaya.
Bizler hayata asılmaya ve çalışmaya kararlıyız.
***
Astor Piazzola Tango için “neden ayakta” demiş. Tango, dans ve müzik bizatihi hayattır ve su da hayatın köken aldığı en büyük cevherdir. Bu akşam İstanbul Devlet Orkestrasının sergileyeceği bu güzel konseri izleyeceğiz kısmetse.
***
Sağlık ve mutluluk dolu günlerin bu aziz millet için vazgeçilmez özellikler olduğunu düşünüyorum.
***
Bu ülke ne bölünür ne de başına başka bir belâ gelir.
***
Ne mutlu hâlâ dimdik ayakta durup çalışıp üretebilenlere…
Mehmet Kerem Doksat – 06 Mart 2020- Cuma