MİLLETVEKİLİ HÜSEYİN AYGÜN KAÇIRILDI DA…

M. Kerem Doksat      14 Ağustos 2012 Salı      5266



Hâfızama tek başına güvenmeksizin internette epey sörf yaptım, muhtelif gazetelere göz attım. Hele “âilesinin talebiyle, başına bir şey gelmemesi için arama çalışmalarına ayar verildi” denince…

İçime düştü bir adet kurt.

Hüseyin Aygün genç, yakışıklı ve karizmatik bir insan; hukukçu ve yazar.


Tunceli’nin merkezine bağlı olan Erdoğdu köyünde doğmuş, tahsilini tamamlayıp hukuk fakültesini bitirmiş.

Bir “insan hakları aktivisti”, “devrimci” bir geçmişten geliyormuş. Daha önce inandığı ve savunduğu değerler sebebiyle hapis de yatmış. Siyasete girmeden önce avukatlık yapmış ve Tunceli Barosu’nun kurucularındanmış. Avukatlık kariyerinde de “insan haklarının öne çıktığı” davalarda yer almış. Köylere geri dönüşle ve siyasî davalarla yörede adını duyurmuş.

2011’de CHP’den milletvekili seçilmiş.

En çok hatırlanan hukukî mücadelesi ise, “Dersim” olaylarında liderlik yapmış kişilerin mezar yerlerinin açıklanması konusunda başlatmış olduğu hukukî mücadele olmuş. İlk Zazaca gazeteyi o çıkarmış.

 

Tunceli’de iyi tanınan Hüseyin Aygün’ü, bütün Türkiye'ye tanıtan ise yazdığı kitaplar olmuş; Dersim olayları konusunda iki eser kazandırmış bize. Ayrıca, bir de Zazaca kitabı bulunuyormuş.

Hüseyin Aygün’ün Türkiye’nin beş bir yanında ses getiren bir başka çıkışı ise Alevîlik konusunda olmuş. “Alevilik bir dindir” açıklaması, özellikle iktidar partisinden büyük tepki almış ama CHP içinde de bu açıklamasına karşı çıkan isimler olmuş. Hâttâ CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, “Alevîlik din değil, inançtır. Müslümanlığın parçasıdır” diyerek, kendi milletvekiliyle ters düşen açıklamalarda bulunmuş.

Hüseyin Aygün’ün bir başka dikkat çeken çıkışı ise, yine Partisi ile ters düştüğü “Kürtçe okullarda seçmeli ders olmalı. Ancak sadece seçmeli ders olmakla kalmamalı, anadilde eğitim de gerekli” sözleri olmuş; sâdece Kürtçe’nin değil, Arapça, Zazaca ve Lâzca’nın da seçmeli ders olarak müfredata girmesi gerektiğini savunmuş.

Hüseyin Aygün’ün hükûmet tarafından en çok eleştirilen açıklamalarından biri de Uludere olayı konusunda olmuş. Uludere’deki olay konusunda, “bu saldırının AKP’nin 33 kurşunudur” deyince, iktidar partisi sözcülerinin eleştirilerine hedef olmuş.

Sürgü'de oruç tutmayan bir Alevî âileye saldırı olayından hemen sonra Malatya’ya gitmiş ve her iki tarafı da dinleyip itidâl çağrısında bulunmuş, akabinde CHP'li veerin de iştirakiyle bir rapor hazırlanmış.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Günlerdir bütün medyada bu cevvâl Kürtçü, “mozaik yıkıcı” Alevî’nin yakışıklı fotoğraflarıyla yatıp kalkıyoruz.

Dün gece rûyama bile girdi, sabah dudağımda uçukla uyandım!

Ben 1991-1992 arasında Diyarbakır’daki Merkez Asker Hastânesi’nde vatanî vazifemi yaparken, stresten kurtulmak için fıkralar uydururduk.

Bunlardan biri de şöyleydi:

PKK’lılar, Türk Güvenlik Güçleri’ni pusuya düşürmek için tuzak kurmuşlar. İstihbarata göre, öğle civarı gelecek olan konvoya saldırmak için silâhları hazır vaziyette beklemeye başlamışlar.

Saat 13:00 olmuş, gelen giden yok!

14:00, kimseler yok, 16:00, güneş batacak, hâlâ gelen giden yok!

Peşmergelerden biri başlamış dua etmeye “Allah vere de yollarda başlarına bir şeyler gelmiş olmaya” diye

*

Yâhu, total bölücülük katsayısı arş-ı âlâya ulaşmış, hiperaktif, aynı ânda birkaç yerde bulunup koşturma rekortmeni olan bu civanmert kişiye otomobille yaklaşıp “Hüseyin Bey” diye de hitap etmişler.

Bu olay bütün dünyâyı harekete geçirmiş vaziyette:

DER SPIEGEL: Alman Der Spiegel dergisi internet sayfasında verdiği haberde, terör örgütü PKK’nın Türkiye'de ilk kez bir milletvekilini kaçırdığına dikkat çekti. Kürt kökenli Hüseyin Aygün’ün muhalefet partisi CHP'nin milletvekili olduğunu hatırlatan Der Spiegel dergisi, Türkiye'de Kürt sorununun yeniden alevlendiğini savundu. Haberde, PKK’lıların yol keserek CHP milletvekili Hüseyin Aygün'ün aracını durdurduğu ve daha sonra kaçırdıkları belirtildi. Der Spiegel, Aygün'ün danışmanı ve bir gazetecinin ise, PKK'lılar tarafından serbest bırakıldığını vurguladı.

CNN: Amerikan haber kanalı CNN, Türk milletvekili Hüseyin Aygün'ün pazar günü Kürt militanlar tarafından kaçırıldığını belirtti. CNN televizyonu internet sitesinde yayınladığı haberde, CHP Parti sözcüsü Haluk Koç'un “Hüseyin Aygün’ün kaçırıldığı doğru. Danışmanı serbest bırakıldı ancak kendisi hakkında bilgi alamıyoruz” görüşüne yer verdi. Haberde, PKK’nın ilk kez bir milletvekilini kaçırdığı da vurgulandı. 

Alman Der Spiegel dergisi internet sayfasında haberi, “PKK ilk kez bir Türk vekili kaçırdı” sözleriyle verdi. El Cezire de, “PKK muhalefet milletvekilini kaçırdı” dedi.

DER SPIEGEL: Alman Der Spiegel dergisi internet sayfasında verdiği haberde, terör örgütü PKK’nın Türkiye'de ilk kez bir milletvekilini kaçırdığına dikkat çekti. Kürt kökenli Hüseyin Aygün'ün muhalefet partisi CHP'nin milletvekili olduğunu hatırlatan Der Spiegel dergisi, Türkiye'de Kürt sorununun yeniden alevlendiğini savundu. Haberde, PKK'lıların yol keserek CHP milletvekili Hüseyin Aygün'ün aracını durdurduğu ve daha sonra kaçırdıkları belirtildi. Der Spiegel, Aygün'ün danışmanı ve bir gazetecinin ise, PKK'lılar tarafından serbest bırakıldığını vurguladı.

CNN: Amerikan haber kanalı CNN, Türk milletvekili Hüseyin Aygün'ün pazar günü Kürt militanlar tarafından kaçırıldığını belirtti. CNN televizyonu internet sitesinde yayınladığı haberde, CHP Parti sözcüsü Haluk Koç'unHüseyin Aygün'ün kaçırıldığı doğru. Danışmanı serbest bırakıldı ancak kendisi hakkında bilgi alamıyoruz” görüşüne yer verdi. Haberde, PKK'nın ilk kez bir milletvekilini kaçırdığı da vurgulandı.

Demem o ki, bu işten bir yanık lâstik kokusu geliyor.

Tam da bütün Güneydoğu’da her gün her tarafa saldırılırken, bundan büyük bir propaganda vâsıtası olur mu?

İlk defa işe Kürt öldürerek başlayan PKK, şimdi de Kürt milletvekili kaçırarak hangi mesajı veriyor?

Güç bizde”!

Hükûmet yetkililerinin neredeyse mide bulandıracak kadar aymazca, hiç umursamadan ettikleri lâflara bakınca, bu varsayım da güç buluyor: AKP'li Hüseyin Çelik'in, bugün olağanüstü toplana(maya)cak Genel Kurul öncesi, “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis’i toplayacak” değiliz demesi ve ısrarla da arkasında durması meselâ…

Bakalım gelişmeler ne yönde olacak:

1) PKK serbest bırakacak,

2) Güvenlik güçleri kurtaracak,

3) Katledilecek!

Her birinin olma ihtimâli %33.3 bence…

Her halükârda da bu işten Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve onun temsil ettiği Tümamiralliğe terfi edecek kimsenin kalmadığı Türkiye Cumhuriyeti mağlûp çıkacak

*

Bu arada,

Sayın Osman Pamukoğlu’na bir borcum var.

Basın bildirisi ve kamuoyuna duyuru!

“Sayın Öcalan şimdi aldığı kellelerin hesabını veriyordiyen utanmaz adam,

Basın, üniversiteler, iş adamları, aydınlar bitti de şimdi sıra 1993 1995 yıllarında 778 gün Hakkari ve Kuzey Irak dağlarında 4000 Subay, Astsubay, 55 000 askeriyle zaman sınırı tanımaksızın, PKK ile çarpışan, Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı ve Hakkari Güvenlik Komutanı, şimdi ise Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanına mı geldi?

Biraz önce Şehit ailelerine verdiğin iftar yemeğinde güya beni hedef alarak “Hakkâri elden çıktı” diyen birileri var diye, seviyene, kişiliğine ve terbiyene uygun sözler kullanıyorsun…

Şimdi beni dinle: Ben senin bildiğin ne siyasetçiyim ne de herhangi bir vatandaş. “Hakkâri elden çıktı” lâfını iki senedir söylüyorum. Bu bir ironi bunun halk dilindeki karşılığı orada her şeyin kötü gittiği ve gittikçe her şeyin daha kötüye gitmeye meyilli olduğu anlamındadır Senin bunu anlayabilecek ne kapasiten ne de seviyen var…

Dün akşam televizyondaki mesele salt Hakkâri değildi ki, senin partinin ve hükûmetinin bu ülkeyi nasıl hızla bölünmeye götürdüğü ve BOP Başkan yardımcısı olarak Amerikan uşaklığını orta doğu coğrafyasında nasıl yaptığını anlatıyordu…

Tutuştun mu ? Foyan ortaya döküldü mü? Beceriksizliğin bohça gibi açıldı mı?

Yoksa rahatsızlıkların mı nüksetmeye başladı gene? Sana son sözüm, zerre kadar yüreğin varsa, tabi bir tıp heyetinin kontrolünden sonra çık bir televizyonda karşıma, millet kim neymiş görsün…

Korkma evlâdım! Hadi topla olmayan cesaretini…

Şimdi siyaseten hapı yuttun ve kapı açıldı. Bu bir tilki tuzağıydı ve avlandın…

İstanbul’da doğup İstanbul Tuzla’da eğitim alıp Hasdal’da 77. Piyade Alayı'nda kantincilik yaparak askerlik görevini ifa eden, kantinlere hangi şirketten sucuk aldıysa terhisten sonrada o şirkete memur diye giren vatandaş şimdi kapı açıldı, hodri meydan!

El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanırmış meydana çık evlâdım

Osman PAMUKOĞLU

Hak ve Eşitlik Partisi

Genel Başkanı            

Hürriyet’e konuşan HEPAR Başkanı Pamukoğlu, Devletlû'yla istediği televizyon kanalında Güneydoğu’da yaşanan PKK terörünün arkasında ağırlıklı İran’ın bulunduğunu tartışmaya hazır olduğunu vurguladı:

Meclis’teki siyasî parti genel başkanına ‘cibilliyetsiz’ diyen, basın mensuplarına ‘kalemlerinden, ağızlarından lâğım akıyor’ diyen bir başbakan. Sen ne tanıyorsun, meslekî kariyeri hakkında ne biliyorsun Osman Paşa'nın? Seviye ortada, kendisi… Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ağzı bu kadar bozuk, bu kadar avam, bırakın bir başbakanı, bir bakan bile görmedim. Kimse görmedi bu topraklarda. Bu kültür, entellektüel ve aile terbiyesiyle ilgili bir konudur. Zihnen, rûhen ne dediğinin farkında değil. Derdi “Hakkâri’de bir karış toprak vermeyiz” falan değil. Onun derdi, benim televizyonda da söylediğim, ‘PKK terörü ve Güneydoğu olayları bu partiyi götürecek, yetmeyecek parçalayacak’ tespitimdir. Düşünemedikleri bir şey var. Yüksekova ve Şemdinli üzerine gelen dalga, İran kamplarından geldi. Sen Kürecik’e radarı yaparsan; ABD, Avrupa istedi diye yüzde 20 petrolü kesersen, İran da sana bunu yapar. Ben o bölgeyi avucumun içi gibi bilirim”.

Bunları okuyunca kendisini cebinden aradım, boyunu, kilosunu ve çapını sordum!

   170 cm, 70 Kg ve günde iki kere, pek az yemek yiyor.

      Çapını ölçemedim ama epey güldük!

         Vücut kitle indeksi 20 civârında yâni.

               Merak eden merciye duyurulur1

Mehmet Kerem Doksat - Tarabya - 14 Ağustos 2012 Salı

Güncelleme: Dağda öpüşüp koklaştıklarını, "unutma bizi âbi" dediklerini, gözyaşları içerisinde şehre döndüğünü, Hüseyin Aygün'ün "ben milletvekiliyim" diyerek ifâde vermeyi reddettiğini, her şeyin propaganda amaçlı bir tezgâh olduğunu şu ânda Haberkrüt'te seyrediyorum.

Devletlû da, gönül rahatlığı içerisinde, Genelkurmay Başkanı'nın özel iftar yemeğinde yediklerinin tadını çıkarmış!

Regis'in kitabını okumakta fayda var; boşuna konuşmaz fakıyr.

Çitlioğlu da eminim ki "işte, güçlü devlet böyle olur" filân diyecektir!

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©