Nicolas Sarkozy'nin Nesi Var?

M. Kerem Doksat      24 Şubat 2008 Pazar      4648

Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy âlem bir adam; boşanması da, evlenmesi de hep gösteri dünyası üstadlarına taş çıkartıyor. En son olarak Paris'teki tarım fuarında bir ziyaretçiyle hırlaşıyor. Devlet Başkanı ile ziyaretçi arasındaki ağız dalaşı internete düşünce bol "müşteri" buluyor. Hâdise, dün sabah meydana geliyor. Mâiyetiyle fuara gelen Sarkozy, gülücükler dağıtarak çevresindeki insanların elini sıkarken, gözlüklü bir adam tarafından tersleniyor. Adam, elini uzatan Sarkozy'ye, "Aaaa, dokunma bana." diye tepki gösteriyor. Sarkozy de, "öyleyse s.tir git buradan (başka gazetelere göre tercümesi 'çek arabanı öyleyse')" diye çıkışınca, "elimi kirleteceksin" cevabını alıyor. Bunun üzerine Koskoca Fransa Cumhurbaşkanı, vatandaşına "s.tir git zavallı gerzek (başka gazetelere göre tercümesi 'çek arabanı dingil')." diye çıkışıyor. Çiftçi erkekler "Yuh! Seni zâten her akşam TV'de görüyoruz, ne işin var burada" diye bağırırken çiftçi kadınlar da "bizim memlekete gelsene, orada sığırlar boynuzsuzdur" diye bağırıyorlar. Setretmek isteyenlere web adresi

 veya


Cumhurbaşkanlığı, internette bol bol tıklanan görüntüyle ilgili yorum yapmıyor. Nasıl yapsınlar ki! "Amacını aşan bir açıklama" veya "yanlış anlaşılma" filân da sökmez. Belki youtube'ı yasaklatırlar narsisizmiyle meşhur Charles Joseph Marie de Gaulle'e (22 Kasım 1890 - 9 Kasım 1970) hakaret var bahânesiyle filân. Pardon, ülkeleri karıştırdım gâliba; hay Allah!

Bu müthiş Sarkozy, geçen Kasım'da da Brötanya bölgesinde mazot fiyatlarını protesto eden genç bir balıkçıyla ağız kavgasına girmiş, hakaretler yine havada uçuşmuştu.

Seyredin bakın, bu adam nasıl Amerikan hayranı, kendisine Sarko the American diye lâkap takmışlar ve hoşuna gitmeyen durumlarda başka nasıl acayip tepkiler de veriyor:

*

Psikiyatride muayene etmeden bir insana teşhis konması etik değildir; edince de ifşa etmek memnûdur. İyi de, her eylemiyle dünyanın dikkatini çeken, kendilik ve kimlik karmaşası âşikâr olan, Türkiye ve Türkler aleyhinde de gâyet fevrice ve terbiyesizce şeyler söyleyip yapan bu mahlûk ("yaratılmış" demektir ve hakarete girmez) hakkında fikir yürütme hakkım yok mu? Nasıl olsa bana muayene de olmaz, istese de kabûl edersem nâmerdim çünkü olumsuz karşı-yatırımım ta baştan var ve bîtaraf kalamam.

Tamam, anlaştık, teşhisi tahmin etmeyi aklıselîm sâhibi herkese bırakayım diye sonuca ulaştım.

Web mekânımdaki KİŞİLİK BOZUKLUKLARI yazımdan kendim pastalıyorum: Hipertimik Huy: Erken başlangıç (Schneiderian hipomanik kişilik özellikleri: İrritabl, neş'eli, aşırı iyimser veya coşkulu; Saf, kendine fazla güvenen, övüngen, abartılı, gösterişli; Gayretli, çok plân yapan, tedbirsiz ve bitmez tükenmez bir itkiyle koşuşturan; Aşırı konuşkan; Sıcakkanlı, insan arayan veya dışa dönük; Aşırı karışan ve başkalarının işine burnunu sokan; Baskılanmayan, uyaran arayan veya rastgele cinsel ilişkide bulunan.

Kalanını da hemen arz edeyim:

B KÜMESİ

Karmaşık, kaotik, öfkeli, erotik ve fırtınalı gruptur bu.

Antisosyal (Dissosyal) Kişilik: Ağır vak'alar gerçekten belâdırlar. Özellikle cinsel ve saldırganca suçlar, cinayetler işleyen ve asosyal-şizoid olanlarına sosyopat denir. Empati yapamazlar, sağlıklı ilişkiler sürdüremezler, irritabldırlar, her an patlayacak bomba gibidirler.

Öte yandan, antisosyallerin zeki ve yetenekli olanları bunları gizleyebilir, hâttâ çok etkileyici ve düzgün insanlarmış gibi izlenim bırakabilirler. Antisosyal olmak demek, asla asosyal olmak demek değildir. Banka hortumlayan, hileli iflâsla köşeyi dönen, sûret-i Hakk'tan gözüküp de güçlerinin yettiği herkesi kullanarak toplantılar düzenleyen, başkalarının sırtından büyük paralar kazanıp bir de kendilerini önemli ve değerli adamlarmış gibi pazarlayan, kullandıklarına da methiyeler düzerek içten içe alay eden böyle "kaliteli antisosyallere beyaz yakalı psikopatlar da denir; her meslekte ve konumda karşınıza çıkabilirler, devlet başkanı dahi olabilirler. Rasyonalizasyon, yansıtma ve "acting out" ego savunma mekanizmalarını çok kullanırlar. İşlevsel antisosyallerden ise suçla, belâyla uğraşan ama sistemden yana olan görevliler çıkar; "dinsizin hakkından imansız gelir" atasözünü hatırlamakta fayda var. 15 yaşından beri süregelen şekilde, başkalarının haklarını saymama ve başkalarının haklarına saldırma örüntüsü vardır:

Tutuklanması için zemin hazırlayan eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla karakterize, yasalara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama;

Sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma veya kişisel çıkarı, zevki için başkalarını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum;

İtkisellik veya gelecek için tasarılar yapmama (düşüncesizce davranma);

Tekrarlayan kavga dövüşler veya saldırılarla belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık;

Kendisinin veya başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık;

Bir işi sürekli götürmeme veya mâlî yükümlülükleri tekrar tekrar yerine getirmeme ile belirli olmak üzere sürekli bir sorumsuzluk;

Başkasına zarar vermiş, kötü davranmış veya başkasından bir şey çalmış olmasına karşı ilgisiz olma veya yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirmeyle belirli olmak üzere vicdan azabı çekmeme (ibret alamama);

Kişi en az 18 yaşındadır.

Narsisistik Kişilik: Yıkıcı yâhut disfonksiyonel narsisistler dünyaya büyük kötülükler etmiştir. Yapıcı ve işlevsel olanlardan ise büyük liderler, yöneticiler, devrimciler çıkar ve kimin yapıcı, kimin yıkıcı olduğunun kıstasları da muğlâktır. Genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik şartlar altında ortaya çıkan, üstünlük duygusu (hayâllerde veya davranışlarda), beğenilme gereksinmesi ve empati yapamamayla karakterize sürekli bir psişik örgütlenmenin varlığı söz konusudur:

Kendini çok "önemli" ve "özel" hissetmek (başarılarını ve yeteneklerini abartma, yeterli bir başarı göstermeksizin üstün birisi olarak bilinmeyi beklemek, ancak başka özel veya toplumsal açıdan üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine veya sâdece onlarla arkadaşlık etmesi gerektiğine inanma vs.);

Sıklıkla kendini "haklı bulmak, başkaları tarafından kayırılmayı beklemek;

Başarılı, güçlü ve kusursuz olmayı hedeflemek;

Çok beğenilmeyi isteme;

Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanma, kendi amaçları için başkalarının zayıf yanlarını kullanma;

Başka insanların duygularını ve ihtiyaçlarını anlayamama;

Kendini beğenmiş tavırlar sergileme;

Çoğu zaman başkalarını kıskanma veya başkalarının kendisini kıskandığına inanma.

*

Bir psikiyatri hocası olarak, literatürün de ışığı altında, zeki ve donanımlı antisosyallerden ve narsisistlerden (ki, bunlar çok iç içe geçerler) devlet adamlarının, hâttâ koskoca bir ülkeyi yönetenlerin çıkabileceğini söylemekteyim. Bilhassa bir kişinin göçmenliği, 3. nesilden Yahudi olduğunu iddia etmesi de eklenince, hudutta kişilik özelliklerini de barındırdığı düşünülebilir.

Şimdi, tefrîk-i teşhis (ayırıcı tanı: differential diagnosis) ne olabilir (doğru cevabı bilene sâdece manevî tatmin ödülü var)?

a) Zavallı, mahcup ve çok çekmiş olduğu için azıcık ağzı bozuk saf adam.

b) Sürekli olarak kokain kullandığı için ne yaptığını bilmeyen, yeni yasalara göre de bu sebeple ceza tenzilâtı olabilecek ama hasbelkader cumhurbaşkanı oluvermiş bir müptelâ.

c) Kombine ve yapıcı/yıkıcı B kümesi kişilik yapısı.

d) Hepsi.

e) Hiçbiri.

   Cevap ve memleketimizle doğrudan ilgisi ne:

      Söylemeeeeem.

Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 24 Şubat 2008 Pazar

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©