OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

M. Kerem Doksat      22 Nisan 2017 Cumartesi      7136

Sevgili Mekâncılar, 

Örnek olarak vereceğim vak’aların isimlerini tanınmamaları için değiştirdim ama hepsi gördüğüm hastalarımdır

Birçok insan zaman zaman çeşitli konularda evham, endişe ve takıntılara kapılabilir. Ancak çoğu kez günlük hayat içinde ortaya çıkan bu duygular ile baş edebilir ve sorunlarımızı hayatımızı etkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabiliriz.

okb beyin görüntüleme ile ilgili görsel sonucu

Takıntılı düşüncelerin günlük hayatımızı etkileyecek, günlük faaliyetimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumunda Obsesif -Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilen bir psikiyatrik bir bozukluk akla gelmelidir.

OKB NEDİR?

OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen tekrarlayıcı davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.

Obsesyon
 

Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantık dışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani kaygıya neden olurlar. En çok kutsal değerlere sövme, kafasından geçen şeyleri belli sayılarda tekrarlama, evden çıkarken kapıyı üç kere kontrol etme gibi belirtiler vardır.

Garip ve acayip, büyüsel düşünceye kayan takıntı ve zorlayıcı olanlara, bir de Panik Bozukluğu eklenince, eskiden Psikasteni veya APOD (Anksiyete, Panik, Obsesyon; Depresyon) kompleksi denirdi. 

Kompulsiyon (Zorlantı)

Obsesyonların sebep olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak veya ortadan kaldırmak üzere yapılan tekrarlayıcı davranış ve zihinsel eylemlerdir. Bunlar gözlerini kapayınca hayalinde bir olayı canlandırma, takıntıyla yer değiştiren abartılı fikir veya imgeler şeklindedir

OKB NE KADAR SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de öyle olmadığı belirlenmiştir. Büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalarda OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü tespit edilmiştir.

OKB HANGİ YAŞLARDA BAŞLAR VE KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?

Genellikle ergenlik döneminde (16-19) ve 20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul öncesi çağdaki çocuklar dâhil herhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir. 

OKB BELİRTİLERİ NELERDİR?

Obsesyon ve kompulsiyonlar toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ve bütün dünyada toplumlarında en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri aşağıda örnekler verilerek sıralanmıştır.


Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu

Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal

maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile

bulaşacağına ilişkin takıntıları ve bu takıntıların yarattığı sıkıntıyı gidermek

için yaptığı davranışlarıdır.

 

46 yaşında evli bir hasta (TA) etraf kokmasın diye oğlunun idrarını

biriktiriyordu. Kocası bir hiş hekimiydi (MA) ve karısı oğlunun idrarını ev

fena hâlde kokmasına rağmen dökemiyor ve etraftan temin ettiği bidonlara

dolduruyordu. Kendisine 150 mg klorimipramin (Anafranil) verip, Bilişsel

Davranışçı tedaviye başladıktan sonra 9 ayda %70, 24 ayda hedefe ulaşıp %90

düzeldi.

 

Bu bozuklukta bütün SSGİ (serotonin geri alıcı) ilaçlar verilebilir ama FDA

(Amerikan Psikiyatri Derneği) onayı olan tek ilaç hâlâ klorimipramin’dir.

OKB’de çıtayı tam düzelme değil, %80-90 iyileşme için koymak gerekir.

Böyle hastalarda, hele genç ve karaciğerleri hızlı metabolize edici

özellikteyse, mümkün olan yüksek dozlar verilmelidir. 80 mg/gün Paroksetin

verdiğim bir hastam bana “ilacım Seroxat, doktorum Doksat” dediğinde epey

gülmüştük.

 

Bu örneklerde kişilerin bedenlerine ve elbiselerine değişik maddelerin

bulaşacağı düşüncesi bulaşma obsesyonu, ortaya çıkan sıkıntıyı gidermek için

temizlik ve yıkanma davranışları yapmaları ise kompulsiyonu

oluşturmaktadır. 

Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu

En sık görülen obsesyon ve kompulsiyonlardandır. Kişi gaz ocağı, kapı, kilit

gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli aletlerin

fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar (Kuşku obsesyonu)

ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme ihtiyacı duyar (kontrol

kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller hayatın birçok alanında kendini

gösterebilirler.

 

Başkalarına zarar vereceği, elinde olmadan saldırgan davranışlarda bulunacağı

şeklinde obsesyonlar da sıktır

Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına rahatsızlık veya zarar vereceği,

ağzından hoş karşılanmayacak nitelikte kelimeler kaçıracağı, yanındaki

insanlara elinde olmadan zarar vereceği şeklinde obsesyonlar olabilir.

Cinsel içerikli obsesyonlar

Zaman zaman OKB’li hastalarda kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç

yakıştıramadığı bir biçimde, cinsel içerikli obsesyonlar bulunur.

ZY isminde üniversite mezunu 32 yaşında bekâr bir kadın hanım hastam eve

girmeden önce hem her tararı beşer defa denetliyor, hem de yorgun argın işten

dönen annesini (60y) temizlik maddeleriyle çitileyerek eşikte temizliyordu.

Arada da "acting out" şeklinde annesine sinkaflı küfürler ediyordu. Bir gün

annesi “yeter yahu” diye bağırıp, kolundan tuttuğu gibi bana getirdi. İçgörüsü

de zayıf olduğu için sertralin (ra) 200 mg sabah gece 2 mg trifluoperazin

(Stilizan) kombinasyonu verdim. Tedaviye riayeti (compliance) ve bağlılığı

(adherence) iyiydi. Bu dozlarda arada bir seanslara BDT için gelmesini ve

ilaçlarını hiç kesmeden ömür boyu kullanması gerektiğini söyleyince biraz

üzüldüler ama tedavisi sürüyor.

 

Dinî içerikli obsesyonlar


Özellikle dinî inançları yoğun yaşayan toplum kesimlerinde sık görülen bir

obsesyon türüdür. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt bir biçimde ve

çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dinî içerikli takıntılı düşünceleri

düşünmekten alıkoyamaz.

56 yaşında dul bir hanım hastamda simetromani vardı. Muayenehaneme

girdiğinde bütün yamuk duran tabloları ve masamın üzerindeki nesneleri

sıraya diziyordu. Allah’a ve benzeri şeylere sövmeden duramıyor, komşularına

saplayabileceği korkusuyla evdeki bıçakları ve şişleri raflarda gizliyordu. 

 

Simetri/düzen  obsesyon ve kompulsiyonları

Simetri ihtiyacı ve düzen takıntıları da sık görülen belirtilerdendir. Kişinin

bütün hayatında simetri ihtiyacı ve düzenlilik hâkimdir. Böyle kişilerin

çorapları, pantolonları hep aynı yöne doğru asılı durur.

42y dul erkek hasta (ZS) tek başına yaşadığı için ve çamaşır makinelerinin iyi

temizleyemediğini düşündüğü için her şeyini elleriyle yıkıyordu. Pephanthene

Plus elleri için, 450 mg Efexor (venlafaksin) de OKB’si için verdim.

Muayenehanede Yale Brown ölçeği kullanmadığım için klinik olarak %70

düzelme elde edince bu dozda kalmamızı ve kesmemelerini kendisine ve ailesine tembihledim. Tedavisi sürüyor.

 

Dokunma kompulsiyonları

Zaman zaman bazı OKB’li hastalar bazı davranışları yapmadan önce kendilerince önemsedikleri bir eşyaya dokunma ihtiyacı duyarlar.
 


Sayma kompulsiyonları

Bazı OKB’li hastalar herhangi bir günlük faaliyeti belirli bir sayıya kadar saymadan yaparsa işinin rast gitmeyeceğini düşünerek sayma davranışında bulunurlar.

 

46y evli kadın hasta (MA) mütedeyyindi ve günde 55 kere namaz kılıyor, sonra da abdestinin bozulduğunu düşünerek bir on beş kere daha kılıyordu. Bir süre sonra tamamen evine kapandı ve kendisinin Hz. Meryem olduğunu söyleyen sesler işitmeye başlardı. Klinik tablo şizo-obsesif sınırlara dayanınca Clopixol Decaonat 2 haftada bir kalçadan, biperiden (Akineton) Tablet 3x1 ağızdan başladım. Metabolik Sendromu (boy m2/kilo: 36) için bir dâhiliyeci arkadaşımla konsülte ettim. 300 mg Anafranil’e Topamax (topiramat) 25 mg 2x1 ekledim. Hem migren ağrıları tamamen geçti, hem de OKB’si 2 senede %90 düzeldi. Şimdilik iyi gidiyor. Ciddi kilo azalması başladı.

 

Biriktirme ve saklama  kompulsiyonları

 

Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi “ileride gerekli olabilir” şeklinde bir

düşünce ile gerekli olmayacak eşyaları bile biriktirebilir / saklayabilir. 

26y bekâr erkek hasta, tek yaşıyor ve hiçbir şeyi atamıyordu. Sosyoekonomik

durumu çok iyi olmasına rağmen, evdeki eski taraklar, fanilalar, eşarplar

yüzünden eve hiç hanım da getiremiyordu. Kaygısı da yüksekti. 40 mg/gün

fluoksetin (Prozac) ve hidroksizin (Atarax) kombinasyonuyla 1.5 senede %80

düzeldi ve nişanlandı. Beni nikâh şahidi yapmak istedi. 
 

Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renkler

Çoğu kişinin kültürel özelliklerinin bir parçası olarak bazı inanışları,

davranışları, uğurlu veya uğursuz saydığı sayı ve renkleri olabilir.  

Merdiven altından geçmemek, çocukların üstünden atlayıp geçmemek, evden sağ ayakla çıkmak, yatağın sol tarafından kalkmamak gibi.

Bu tür inanışlar günlük hayat faaliyetlerini engelleyecek veya günlük işlevlerimizi kısıtlayacak kadar sık ve yoğun ise o zaman hastalık düzeyinde değerlendirilebilir.

HER TAKINTILI DÜŞÜNCE VEYA DAVRANIŞ OKB MİDİR?

Yukarıdaki örnekleri okuduğunuzda aklınızdan “temiz, tertipli ve düzenli olmanın; güvenlik amacı ile kapıları, pencereleri kontrol etmenin ne zararı var, bunlar hastalık mı sayılmalı?” şeklinde düşünceler geçebilir. Elbette bu davranışları günlük hayatımızda yapıyoruz ve hastalık olarak sayılmamalıdır.

Ancak tıbbî açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olmalıdır.

Mesela, bir ev kadınının temiz ve düzenli olması doğal olarak hastalık sayılmaz ama hemen her gün, günün her saatinde temizlik yapıyor, her gün çamaşır yıkıyor ve bu davranışları sebebi ile de çocuklarına onları sağlıklı bir biçimde yetiştirebilmek için yeterli zamanı ayıramıyorsa, hastalık olarak değerlendirilmelidir.

Bir kişinin otomobilinin camlarının kapalı, kapılarının kilitli olduğundan emin olması güvenlik nedeni ile garip karşılanmayabilir ama evinden tekrar tekrar çıkarak veya yolda geriye dönerek cam ve kapıları kontrol etmesi dikkat edilmesi gereken bir durumdur.

OKB’NİN SEBEPLERİ NELERDİR?

Herhangi bir kesinlik kazanmamasına karşın OKB’nin sebebi olarak birkaç varsayım üzerinde durulmaktadır.

Genetik nedenler

OKB’li hastaların anne-babalarında ve diğer birinci derece akrabalarında OKB’nin sık olarak görülmesi hastalığın genetik olabileceğini düşündürmektedir.

Beyin işlevlerinde bozulma ve serotonin

Beyin üzerinde yapılan araştırmalarda beynin bazı bölgelerinde ve özellikle de beyin içindeki sinirsel iletimde önemli rolü olan serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk saptanması bunların OKB’nin sebebi olarak araştırılmasına yol açmıştır.

Zaten beyne ıslak sünger anlamında wetware deniyor artık ve ne kadar plastik olduğu da daha iyi anlaşılıyor. Yeni sinir hücresi yapılabiliyor.

Çocukluk çağı travmaları

Çocukluk çağı travmalarına  (örneğin, cinsel istismar) maruz kalanlarda ileri hayatlarında önemli bir stres yaşantısı ardından OKB’nin ortaya çıkabilmesi erken çocukluk dönemlerinin OKB gelişiminde önemli rol oynadığını göstermektedir. Erkek olanlara mağdur, kadınlara mağdure denir. Bu konuyu başka bir yazımda paylaşacağım.

Kişilik özellikleri

Kişilik yapısı olarak titiz, kuralcı, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi özelliklere sahip olan kişiler OKB’ye yatkın kişiler olarak değerlendirilmektedir.

OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?

OKB günlük hayat faaliyetlerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve sosyal hayatta önemli işlev kayıplarına yol açan, hayat kalitesini düşüren bir hastalıktır.

Kronikleşme yani müzmin hâle gelme ihtimalinin yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır. Tedavide kullanılan birkaç yöntem bulunmaktadır.
İlaç  tedavisi

Özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar OKB tedavisinde oldukça yaralı olmaktadır. Serotonin Geri Alım Engelleyiciler adı verilen bu grup ilaçlar OKB tedavisinde yaygın ve başarılı şekilde kullanılmaktadır.

Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler ile hastaların çoğunun dile getirmeye çekindikleri cinsel yan etkiler görülebilir. Ancak bu grup ilaçlar genellikle hastalar tarafından kolaylıkla kullanılan ve kullanımları sırasında bir sorun yaşanmayan ilaçlardır.

Etkilerinin görülmesi için iki hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili olduğuna karar verilirse tedavinin gerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl sürdürülmesi gerekir.

Ağır durumlarda, eğer hastanın soygeçmişinde intihar veya intihar girişimi varsa ömür boyu tedavi gerekir.

Bilişsel-davranışçı tedavi

Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle kısır bir döngü oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle (obsesyonlar) karşı karşıya getirmek (flooding) ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları (kompulsiyonlar) engellemektir (implosion).

Hedef rahatsızlık veren düşüncenin oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır. Bu şekilde yapılan tedaviye alıştırma tedavileri adı verilir.

Bilişsel tedavilerde ise amaç rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğu sorumluluk idrakini azaltmaktır. Sorumluluk biçiminde bir idrak olmadığında hastalar akla gelen rahatsızlık verici düşünceleri yansızlaştırmak ve etkisiz kılmak için tekrarlayıcı davranışlar gösterme ihtiyacı hissetmeyeceklerdir.

Amaç düşünceleri gerçek gibi idrak etmeyi azaltmaktır. Bu nedenle tedavide tehdit tehlike ve aşırı sorumluluk idraklerinin ne oranda gerçekçi olduğu ve hangi düşünce  hataları sonucu abartılı tehdit ve tehlike idraklerinin ortaya çıktığı hasta ile birlikte araştırılır.

Bilişsel hataların belirlenmesinden sonra yeterince işlevsel olmayan bu düşüncelerin daha gerçekçi ve işlevsel olanları ile yer değiştirmesi sağlanır. Düşüncelerinin  bir felaketle sonuçlanacağını düşünen hastalardan bu düşünceleri durdurmak yerine özellikle akla getirmeleri istenmekte ve ardından korkulan sonuçların oluşmadığını görmeleri tedaviye uyum sağlamakta önemli yararlar oluşturmaktadır. Çok dirençli vak'alarda prefrontal lökotomi yapılabiliyor.

Bilişsel ve davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle nükslerin önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler.

Bilişsel davranışçı tedaviler tedavi seçenekleri arasında en önemli yeri tutmaktadır.

AİLE VE ARKADAŞLARA DÜŞEN GÖREVLER

OKB’li hastalar sıklıkla takıntılı düşünce ve davranışları çevredekiler tarafından fark edildiğinde, öğrenildiğinde nasıl karşılanacakları ile ilgili endişe yaşarlar. Çoğu hasta ayıplanacağı, dalga geçileceği, küçük düşürülebileceği düşüncesi ile hissettiklerini paylaşmaktan veya açığa vurmaktan kaçınır.

Hastalar, damgalanma kaygısı ile tedaviye hastalığın başlamasından çok uzun süre sonra gelebilmektedir.

Aile üyeleri ve arkadaşları hastanın zaman zaman çevreye de huzursuzluk verecek düzeye varan takıntılı davranışlarının hastalar tarafından engellenemeyen, karşı koyamadıkları düşüncelerden kaynaklandığını bilmelidir, tedaviye uyum sağlanması konusunda yardımcı olmalıdırlar.

Mukadder İstanbul depremi oldu olacak.

Sevgili Dostum Prof. Dr. Celâl Şengör’ün bu konudaki açıklamalarını bekliyoruz. Nedense hiç bu konuda demeç vermiyor.

deprem istanbul ile ilgili görsel sonucu

Sevgili Dostum Profesör Dr. Bingür Sönmez’in kaval çaldığını bilirdim ama ney de üflemeye başlamış. Görüşebilirsem, girift konusunda bilgi vereceğim ve dinlemeyi de çok arzu ediyorum.

bingür sönmez ile ilgili görsel sonucu

Herkese sevgi sağlık ve dayanışma dolu günlere…

Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 22 Nisan 2017 Cumartesi

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©