ÖYKÜ-2

M. Kerem Doksat      19 Temmuz 2015 Pazar      3165

KANSER OLAN ADAM

Fakrı zarurette büyümüş küçük bir çocuk vardı. Babası kendisiyle hiç ilgilenmezdi.

Zamanla büyüdü ve 53 yaşına geldi ve çok para pul kazandı.

Babasında alkol ve kumar boldu, her şeyi para ve maddiyat zannediyordu. Bâzen çok kazanıp, arada da batıyordu.

***

En ufak şeyleri dert ediyordu. Gözlerini televizyondan ayırmaz ve bir gün oradaki dizilere katılıp zengin olmayı, çok büyük servet edinmeyi düşünürdü. Çok muhteristi ve paradan fazla hiçbir şeyi gözü görmüyordu.

Bâzen Yunan adalarına gidip şarap içiyor, adı pek çok skandala karışıyordu.

Bilhassa Sakız Adası favorisiydi ama inip çıkışlı bir hayat yaşıyordu.

Zamanla çok meşhur oldu ve olağanüstü zengin olmuştu.

Girip çıkmadığı yer ve cemiyet kalmamıştı bakın ki pek mutsuzdu.

Hayatın anlamını hep sorguladı ve bulduğunu zannederdi ama asla bulamazdı.

***

Johannesbourg’a gideceğini söyledi ve bir sokakta dönerek başı düştü.

Doktorlar beyin sapına yakın bir yerde tümör olduğunu söylediler.

Âcilen çekilen MR’da Köşe Tümörü çıktı. Kitlenin yeri kritikti ama habis değildi. Gene de karar vermek kolay olamazdı.

Bütün hayatı gözlerinin önden geçti

O ansa bütün hayalleri başına yıkıldı.

Hayatın sâdece çalışmak ve para kazanmak olmadığını bir kere daha gördü.

Doktorlar ameliyatın çok riskli olduğunu ve her ana masada kalabileceğini söylediler.

Kendisi ve karısı çok düşündüler ve şu karara vardılar: Aslında bu ameliyat çok riskli ama erteledikleri o kadar çok şey olduğunu, yaşamak adına ne hayatta kalabilmek için ameliyat olmaya karar verdiler çünkü hayatta çok fazla şey ıskaladıklarına karar verdiler.

***

Derhal ama bütün riskleri göze almaya karar verdi, karısına sordu. O da kabul etti.

Başarılı işadamı ameliyat oldu, risksiz geçti fakat o günden sonra hayata yeniden başladı.

Hayata ve yaşamaya o kadar önem vermek gerekiyordu ki, bütün hayat felsefesi değişti.

Ânını ve gününü yaşamak için hayata bakış açısını yeniden şekillendirdi.

Artık yeniden doğmuştu.

***

Şeker (Şükür) Bayramında elimi öpen geldi mi diye sordu kendine ama ve cevabı kocaman bir boşluktu.

Bu adamın kim olduğunu ben bilmiyorum ama nerede yaşadığını biliyorum:

Kimsesizler Yurdu.

Kıssadan hisse: Kimsesizleri ve zavallıları ziyaret edin.

Hiçbir şeyden ümit kesilmez ve çıkacak candan da ümit kesilmez.

Bakın, Süpermen sâdece ABD'nin kurtarıcısıdır...

Not: Sayın Kılıçdaroğlu'nun telefonu cevap vermiyor, Nurperi Belçika'dan aradı, Cânan İstanbul'da eİimi öptü. Bayraktar Bayraklı'nın telefonu alakasız birine ait çıktı. Yaşar Nuri'i ve Uğur Dündar'ı aramaya sonra gayret edeceği.

Mehmet Kerem Doksat – Çeşme - 19 Temmuz 2015 Pazar

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©