M. Kerem Doksat | 5 Kasım 2014 Çarşamba | 3569 |
Sevgili Takipçiler,
Panik Bozukluğu denince, tek bir psikiyatrik bozukluk veya hastalı anlaşılıyor. Hâlbuki, panik atakları çok spesifik sıkıntı veya endişe nöbetleridir.
Panik kelimesinin kökeni (dün gece Sayın Cem Özer'in programında da anlattım; meğer bir dönem Panik Bozukluğu geçirmiş ama iyileşmiş) kadim Grekçe'den geliyor...
Keçi ayaklı bir ilâhın adı bu...
***
Pan keçi ayaklı ve bir anda ortaya çıkıp, Pan flütle insanları korkutan tanrı.
Meşhur Zamfir'in nağmelerindeki gibi hani...
Ne de güzel ve huzur verici...
Panik Atakları beş ilâ on dakika sürer ve maksimum bir saatte kendiliğinden geçer. Bu arda non-dominant parahippokampal girusta kanlanma artışı olur. Aslında, evrimsel açıdan, bir yanlış boğulma alarmı mevzuubahis diyebiliriz.
Meşhur Mafya Babası sahnesi...
O esnada kişinin hissettiği veya duyumsadığı şey, evrimsel kökenli şiddetli bir korkudur: 5F: Fight (dövüş), Fright: (Kork), Flight (Kaç), Freeze (donakal).
Bu korku sebebiyle yüzü kızarabilir (korku-öfke) veya bembeyaz olabilir (endişe-kaygı) ve altına dahi kaçırabilir...
Zaten bu ikinci tipte de mide bağırsak sisteminde bir aksama vardır...
Dinamik açıdan bir İd Anksiyetesi söz konusudur...
İnsan filogenetik veya ontogenetik aslına rücu eder...
Oradaki Tanrı arketipiyle kavuşur ve bu sırada tam bir katarzis yaşanabilir.
Yâni bir nevi ruhsal boşalım...
Buradaki ruh kelimesi tamamen sembolik olup, aslında Psişe kastedilir.
Kökeni "rıh" yâhut "riyah" olup, asında "Psukhe'den" türetilmiştir.
Biraz Sigismund Freud'u temaşa edelim:
Ne büyük adammış merhum...
Tanrı'yı biliyor o; veliahdı ama çok farklı!
***
Eğer CG Jung olmasaydı, psikiyatrların hepsi Ateist kalabilirdi.
Freud Ateist bir Yahudi'ydi, Jung ise Teist bir İsviçreli Protestan'dı...
İkisi de Kitabı Mukaddes okumuş, ikisi de üniversite bitirmişti.
Her neyse, Pan birden ortaya çıkar ve herkesi kaçırır, ortalığı korkuya boğardı...
Pan'ın tasvir ettiği (betimlediği) şeytanî imago her türlü yıkıcı güce sâhip lideri de ifade eder: Hitler, Mussolini vs...
Bu karizmatik (sürükleyici ve kitleleri kütleleştirici) kişiler de genellikle küreyelleşen (glocalisation) bir dünyada yaşarlar...
Büyük hava alanları, oteller, AVM'ler hep PAN'ın tuzak kurduğu mekânlardır...
Önce kaygı, sonra korku, en nihayetinde Panik Nöbeti başlar...
Bir çeşit hatalı boğulma alarmı devreye girer ve kişide aşırı nefes alışı (hiperventilasyon) da ortaya çıkar.
Bu da parsiyel CO2 basıncını arttırır, O2 basıncını düşürür.
Husule gelen alkaloz da soluk ritmini hızlandırır!
Kafaya kese kâğıdı geçirmek genellikle şey yaramaz.
Kişi o kadar fazla solur ki, bâzen epilepsi krizi yâhut senkop ile geçirebilir. Miksiyon (işeme) senkopu, dışkılama (defekasyon) senkopları (düşüp bayılma) veya postüral hipotansiyon da refakat edebilir.
Özellikle yaşlı yaşlılarda (60 ilâ 80 yaşlar) bu çok ciddi bir sorun oluşturabilir. Biz bunlardan hikmet sâhibi olanlara "ihtiyar" diyoruz. Meselâ İhtiyar Heyetleri bunlardan oluşur; köylerde bu kurumlar çok işe yarar.
Hâlâ kırsal kesimdeki en üst otorite onlardadır.
Bugün benim için de pek özel ve güzel çünkü Perakendeciler Günü psrovasına gidiyoruz ve hayatımda da çok köklü ve güzel bir değişiklik yaptım.
Her ne kadar sabahki toplantıya yetişememiş olsam da, Sevgili Fatih ve Sabri Kurdoğlı, diğer arkadaşlar eminim ki hoş görecekler.
Haydi, yeni bir hayata merhaba!
Paniksiz günlere...
Mehmet Kerem Doksat -Tarabya - Zor Zamanlar - 07.011.2014