M. Kerem Doksat | 30 Mart 2017 Perşembe | 3087 |
Sevgili Mekâncılar,
Paranoya, karmaşık duygulara sebep olan ruhsal bir hastalık türüdür. Bu
rahatsızlıkta kişiler, başkalarının kendilerine haksızlık yaptığını
düşünürler. Şimdiki teşhis ve tedavi sistemlerinde hezeyanlı (sanrılı) bozukluk
olarak geçer.
Paranoya ile birlikte görülebilen psikolojik rahatsızlıklar
- Majör Depresyon
- Kişilik Bozuklukları (Narsisistik, Antisosyal ve Histriyonik olanlar)
- Alkol ve madde bağımlılığı (özellikle metil alkol)
- Saplantılar (Obsesyonlar)
Paranoya belirtileri nelerdir?
- Sebepsiz olarak başkaları tarafından aldatıldığını düşünmek
- Çevresindeki insanların güvenilirliğinden ve bağlılığından şüphe duymak…
- Sözlerinin kötü niyetle kullanılacağını düşünmesinde dolayı ser verip sır
vermemek.
- Normal sözlerden dolayı aşağılandığını hissetmek ve aşırı alınganlık.
- Kin tutma ve haksızlıkları affetmeme.
- Bazı davranışları kişiliğine saldırı olarak idrak edip, öfkeyle tepki göstermek
(acting out).
- Herhangi bir sebebe dayanmadan aldatıldığını düşünmek!
Paranoya oluşumunun başlıca sebepleri nelerdir?
- Orta yaşa gelmek
- Eskiden acı ve hayal kırıklıkları yaşamak
- Umut ve fırsatların kaybedilmesi.
- Cinsel gücün ve hayatın gerilemesi
- Yaşlılığın yaklaştığının sezilmesi
- Bedensel kusur ve çirkinliklerin bulunması
- Tutukluk veya tutsaklık
- Yabancı bir çevrede bulunmak
- Haksızlığa uğramak
- Zehirlenmek
- Bedensel, toplumsal ve ruhsal zorlanmalarla karşılaşmak
Paranoya çeşitleri nelerdir?
- Kuruntu paranoyası
Bu dönemde kişi başkalarının kendisine kötülük etmek istediklerini
sanmaktadır. Bunun sonucunda hasta tedbir almak için mahallesini, köyünü,
kentini hatta ülkesini dahi değiştirebilmektedir.
Ancak kişi gittiği her yere hezeyanlarını da birlikte götürdüğünden bu
saplantılarından kurtulamamaktadır. Öte yandan hasta, kuruntu geliştirdiği
bazı insanlardan kurtulmak için resmî makamlara bile başvurabilmektedir.
Cerrahpaşa’dayken böyle bir profesör vardı, herkese bir kulp bulup dava
ederdi. Ancak vefat edince bunlar durdu.
Bazı akıl hastaları buralardan istediği sonucu alamayınca da cinayet
işleyebilmektedir.
- Soyluluk paranoyası
Bu dönemde kişi asil bir aileden geldiğini ve anne-babalarının gerçek ailesi
olmadığını savunmaktadırlar. Bunun yanında hasta iddialarını akla uygun
duruma getirmek için geçmişteki bazı olayları hezeyanlarıyla uyuşacak
biçimde yorumlamaktadır.
- Buluş paranoyası
Bu evrede kişi yeni bir buluş yaptığını veya bilinen bir buluşun kendisine ait
olduğunu ileri sürmektedir. Devridaim makinesi mucitleri her zaman çıkar
ama böyle bir alet yapılması imkânsızdır. Çünkü hiçbir sistem ürettiğinden
daha fazla enerji tüketemez. Böyle çok hasta gördüm. Çoğu şizofreni
hastasıydı.
Bir ara bazı generallerde bu paylaşılmış delilik hâlinde görülmüştü.
- Esrarengiz paranoya
Bu evrede hasta; ilahî bir gücünün olduğunu, insanlığa yeni bir din yaymak
veya insanlığı kurtarmak için yaratıcının kendisini görevlendirdiğini
savunmaktadır.
Jim Johns’un yarattığı din bu türdendi. 18 Kasım 1978 günü Guyana
toprakları üzerinde kurulmuş Jonestown kasabasında yaşayan People's
Temple (Halkın Tapınağı) Tarikatı’na mensup 900’den fazla kişi, tarikat
liderleri Jim Jones (James Warren Jones)’un vaazı üzerine siyanür içerek
intihar etti. Razı olmayanlar istemeyen üyeler silahla vurularak öldürüldü.
Tarikatın Temelleri Jim Jones Tarafından Atıldı
Her şey, 1951'de Jim Jones'un İndiana Komünist Partisinin toplantılarına
katılmasıyla başladı. Bu toplantıların ardından Jim Jones, partilerin halkı
yanlış yönlendirdiğine ve komünizme karşı doldurduğuna ikna oldu ve gerçek
Marksizmi insanlara yaymak amacıyla kiliseye sızmaya karar verdi (psikotik
çifte değerlilik: ambivalans).
Kendisinin Tanrı olduğunu söyleyen sesler işitiyordu. Müritleriyle her türlü
sapkın ilişkiyi kuruyor ve alkol de dâhil, marihuana gibi pek çok yasadışı
maddeyi kullanıyordu.
Kiliseye Topladığı Yardımlar ve Verdiği Vaazlarla Kısa Süre İçinde Pek
Çok Kişinin Güvenini Kazandı
Jim Jones işe ilk olarak kilise hayrına kapı kapı dolaşıp evcil maymun satarak
başladı. Irkçılık karşıtı hümanist tutumu ve sevecenliğiyle özellikle toplumdan
dışlanmış, Afrika kökenli ve inançlı kişilerin güvenini kazandı. Zaman zaman
kilisede vaazlar verdi ve insanları bazı mucizeleri olduğuna inandırdı.
Rivayetlere göre bir vaazı sırasında tekerlekli sandalyeye mahkûm bir kadını
iyileştirmiş, kanser hastası birkaç kişinin de tümörlerini çıkarmıştı.
Elbette bunlar müritlerini etkilemek için yaptığı şovlardan başka bir şey
değildi; zira hiç kimse tekerlekli sandalyedeki kadının Jim Jones’un gösteri
için önceden anlaştığı sekreteri, çıkardığını iddia ettiği tümörlerin de tavuk
ciğeri olduğunu bilmiyordu.
Çaresiz insanların zayıflıklarından faydalanan Jim Jones üyelerin adeta
beyinlerini yıkıyordu.
İnsanlar bütün Mal Varlıklarını Satıp Kiliseye Bağışladı
Her geçen gün kiliseye Jim Jones'u dinlemeye gelen kişilerin sayısı artıyor ve
insanlar bütün birikimlerini ve kazançlarını kiliseye bağışlıyordu.
Nihayet 1955'te The People’s Temple of the Disciples of Christ Tarikatı
kuruldu. Tarikatın kurulmasıyla birlikte toplantılar kapalı olarak sadece
müritlere özel yapılmaya başlandı. Bu kapalı toplantılara tarikat dışından
kimse alınmıyor ve içeride neler olduğunu kimse bilmiyordu.
Tarikat, 1974’te Guyana’da Ormanlık Bir Araziye Taşındı
İnsanların tarikata yönelik merakı medyanın da ilgisini çekmeye başladı.
Medyadan ve modern hayattan kaçmak için tarikat, Guyana’nın ormanlık bir
bölgesine taşıdı ve bölgeye Jonestown adı verildi. Hemen her şeylerini satıp
tarikata bağışlayan müritler Jonestown'a yerleştiler. Üyeler arasında iş bölümü
yapılarak herkese bungalovların inşasında, tarım alanında, çiftlik
hayvanlarının bakımında veya gündelik işlerde görevler verildi. Kasabanın her
yanına Jim Jones’un telkinlerini ve emirlerini iletmek üzere hoparlörler
yerleştirildi.
Böylece Jim Jones kendi tabiriyle "Sosyalist Cennet"ini kurmuş oldu.
Jonestown'da Modern Hayattan, Teknolojiden ve Diğer İnsanlardan
Uzak bir Tecrit Hayatı Hüküm Sürüyordu.
Dünyanın geri kalanıyla iletişimini tamamen koparan Jonestown'daki
sessizlik; tarikat üyelerinin ileri gelenlerinden bazılarının yakınlarının yaşadığı
Kuzey Kaliforniya’nın bir inceleme heyeti gönderme kararıyla bozuldu.
Kongre üyelerinden Leo Ryan ve ekibi 17 Kasım 1978’de Jonestown’a gitmek
üzere yola çıktı.
Tarikat Üyeleri Evlerine Dönmek İstiyor
Leo Ryan ve ekibi Jonestown'a ulaştıklarında tarikat üyelerinden 15 kişi
onlarla birlikte geri dönmek istediklerini söylediler. Jim Jones, buna sert bir
şekilde karşı çıktı ve ayrılmak isteyenleri ölümle tehdit etti. Böylece telkinler,
yalandan mucizeler ve göz boyamalarla kandırılmış insanların bir kısmı
uyanışa geçti. Ertesi gün ekip, 15 kişiyle birlikte uçağın bulunduğu
havaalanına doğru hareket ederken silahlı tarikat üyelerinin saldırısına
uğradılar.
Leo Ryan ve 4 mürit hayatını kaybetti.
Toplu İntihar Çok Önceden Planlanmıştı, O Akşam Siyanürlü
Kokteyller Hazırlandı
Kasabadan ayrılmak isteyen üyelerin yanı sıra tarikattan ayrılmanın çok büyük
bir hata olduğunu düşünenler de vardı. Nitekim 18 Kasım 1978 akşamı
Jim Jones bütün müritlerini etrafına toplayıp önceden hazırlattığı siyanürlü
içecekleri içmelerini söylediğinde hiç düşünmeden zehri yudumlayanlar
olacaktı.
“Ölümden Korkmayın”
Jim Jones, son vaazında müritlerine, çocuklarına siyanür enjekte ettikten sonra
zehirli içecekleri içmelerini emrederken şu cümleleri sarf ediyordu:
“Evlâtlarım, ölümde büyük bir şeref vardır. Bu, ölecek olan herkes için büyük
bir gösteri. Ölümden korkmayın, ölüm yalnızca farklı bir boyuta adım atmak
gibidir.”
İntihar Etmek Günah Değil mi?
Hıristiyanlık gereği intihar etmenin günah olduğunu düşünen bazı grup üyeleri
bunun yanlışlığını dile getirdi.
Bunun üzerine Jim Jones “Biz intihar etmiyoruz, biz insanlık dışı dünya
şartlarını devrimci bir protestoyla kınıyoruz” dedi.
İntihardan Kaçanlar Vuruldu
- Hak arama paranoyası
Bu evrede kişi, hakkını elde etmek için sürekli olarak bir mücadele içerisine
giriyor.
-Aşk paranoyası (de Clerembault Sendromu)
Bu evrede kişi, genellikle nüfuzlu ve önemli bir kişinin kendisine âşık
olduğunu ileri sürmektedir. Aşk paranoyasına genellikle evlenmemiş veya dul
kalmış kadınlarda rastlanılmaktadır.
- Kıskançlık paranoyası
Kıskançlık duygusu zamanla paranoya sorununa dönüşebilmektedir.
Paranoya nasıl tedavi edilir?
Paranoya sorununun iyileştirilmesi günümüzde imkânsız değil.
Ancak, uygulanan antipsikotik ilaçlarla tepkilerin yumuşatılması
sağlanmaktadır.
Hâlen bütün antipsikotikler hastanın yaşına göre verilebiliyor. Böyle
hastalarda amisülipirid(Solian) veya haloperidol dekaonat gibi kalçadan
yapılan depo ilaçları tercih ediyoruz çünkü çoğu kullanmaktan kaçınıyor ve
içgörüleri olmadığı için de hasta olduklarını inkâr ediyorlar.
Din bezirgânlarına kanmayın, akıl ve hikmet rehberiniz olsun.
Saygım ve sevgimle…
Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 30 Mart 2017 Perşembe