PETEK DİNÇÖZ'LE ARIM BALIM PETEĞİM PROGRAMI

M. Kerem Doksat      22 Ekim 2008 Çarşamba      5866

Dün telefonum çaldı, Yeliz isimli cici bici konuşan bir kız aradı.

Petek Dinçöz'ün sunduğu bir programa çağırıyordu. Israrla "medyum, cinci, kavga, gürültü var mı; yoksa ben gelmem" dedim. Bana garanti verdi, sebeb-i iştirakim de şizofren bir âile için 10 ilâ 15 dakikalık bilirkişilikti. Programı hiç seyretmemiştim, Petek Dinçöz hakkında da vasat bilgilerim vardı: Vasat bir yetenekle, daha ziyâde vizüel zevke hitaben şarkı söyleyen genç güzel bir kızcağız.

Kabûl ettim. Hay etmez olaydım!

Bir kere, stüdyo Ârâf'ta, ama bulduk. Bekleme odasında sağımda solumda her çeşit insan vardı, panayır yeri gibi.

Sıram geldi, yayın salonuna girdim.

2000'in epey üzerinde televizyon yayınına katıldım, bu kadar kaotik yer görmedim! Matrix'teki Apokaliptik âlem gibi. Ortalık puslu, acayip kalabalık, tribünlerdeki kadınlar ve az sayıda erkekler oynuyor, hopluyor, zıplıyor, bağıra çağıra konuşuyor. Hepsi profesyonel seyirci.

Neyse, bir türkücü, bir tiyatro san'atçısı ve yazar hanımefendi, aralarında benimle beraber oturtulan cingöz bakışlı kısa gri saçlı bir kadın, âmâ bir başka hanım, benim yanımda da ne iş yaptığını bilmediğim bir bey; sıralanıp oturduk.

Petek dalgın ve gergin, sebebini bilemem. Reklâm bitti, geri sayım başladı ve canlı yayına geçtik. Petek doğrudan şizofreniye girdi, 30 saniye kadar sonra beni hatırlayıp tanıttı; olur o kadar. Böyle durumlarda şâhin kesilip etrafı çok dikkatle tetkik ederim. Sıfır dendiği anda cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadın bir anda ağlamaya başladı; âilemde ve muhitimde çok tiyatrocu vardır, epey tecrübeliyim, üstelik işim de psikiyatrlık; bu kadın bal gibi rol yapıyordu. Bu satırları programın kaydını iki kere daha seyrettikten sonra yazıyorum. Kocası şizofrenmiş, sonra alkolik olmuş, sonra da beyin hasarı geçirip evde yatar hâle düşmüş. Tanıtım filminde yatakta yatan bir adamın resmi, cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadın ise gözyaşları seller olmuş, ağlıyor, haykırıyor, pes perişan; yan gözle bakıyorum, aynı ton ve şiddetle oturduğu yerde de ağlıyor. Efendim, bunların bir oğlu varmış, o da önce içki içip sonra şizofren olmuş ve sürekli olarak annesini babasını dövüyormuş, bu arada birtakım karanlık işlere de karışmış gâliba ama orası tam anlaşılamıyor. Ben sükûttayım, çevredeki herkes cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadına acıyor ve gözyaşları içerisinde suâller soruyorlar. Her suâlde ağlaması küt diye kesilip, çok iyi çalışılmış olduğu belli cevapları takır takır yetiştiriyor, sonra gene seller sular gibi ağlıyor.

Cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadının hikâyesi şöyle sürüyor: Artık dayanamayıp oğlunu şikâyet etmiş, daha önceden şizofreni raporu olan delikanlıyı da hapse atıvermişler! Durun, gerisi var, şimdi bu yaptığına çok pişman olan cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadın 5400 YTL mi, 4600 YTL mi ne, onu bulursa oğlunu hapisten çıkaracakmış ve yeniden evde dayak yiyeceklermiş. Bu bilgileri verirken de kadıncağız helâk olmakta!

Nihâyet Petek bana dönüp soruyor ne düşündüğümü!

Söylediklerim şöyle: "Bu hikâyede gariplikler var. Bu kadar ağır bir şizofreni, hele raporu da varsa, asla hapse atmazlar, akıl hastânesine yatırırlar; bu bir. Bu hata bir şekilde olmuşsa da, bahsedilen paraya hiç gerek yoktur, basit bir dilekçe ile müracaat yeterlidir; bu da iki.

Ortalık buz kesiyor; cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadın ânında müstehzi bir gülümsemeyle gözlerini dikip "siz beni anlamadınız diyor ve aynı saçmalıkları tekrarlıyor. Bu arada gittikçe ağlama ve hıçkırıklar crescendo yapıyor. Petek perişan, herkes de öyle. Tekrar lâfa girip paranın ne için gerektiğini sorduğumda kadın bana öfke kusuyor. Duygu sömürüsü Everest'in zirvesinde!

Ben de "bu bir şov, işin içinde başka hesaplar olduğu belli, bu anlatılanlar doğru olamaz diyorum. Ve. Ayvayı yiyorum.

Petek bana fırça atıyor ve gözü yaşlı bir anneyle böyle konuşamayacağımı haykırıyor! Ben de bunu kendisinden mi öğreneceğimi suâl eyliyorum. Bu arada cingöz bakışlı gri kısa saçlı kadının şovu öyle büyüyor ki, bağıra çağıra şovunu sürdürürken  tam dört kişi koluna girip salondan çıkarıyorlar. Seyircilerden birtakım kadınlar bana hakaret ediyor. Petek geri geldiğinde gene beni kınıyor ve konuşturmayacağını söylüyor! Ben de sükûnetimi koruyarak net bir şekilde konuşup söylediklerimin arkasında duruyorum. Petek reklâm arasına giriyor. Hemen kalkıp mikrofonumu çıkarıyorum, "hayatımda böyle terbiyesizlik görmedim diye söylenerek giderken "terbiyesiz sensin deniyor, söyleyen kim emin değilim ama muhtemelen Petek. Nitekim bana lâf yetiştirmeye devam ediyor ve "esas siz şov yapıyorsunuz diye bağırıyor. O anda sinirim geçip gülüyorum ve buna hiç ihtiyacım olmadığını, beni de kendilerinin çağırdığını, verilen sözleri hatırlatıyorum. Petek kayboluyor. O sırada âmâ hanım "hocam, size müteşekkirim, ortalığın aklını başına getirdiniz diyor ama ânında sağımdan hoş bir genç oğlan gene bana "terbiyesiz, senin yüzünden reklâma geciktik diye kızıyor; kolumun önünde ve o kadar çıtkırıldım bir şey ki, maazallah, öfkelenip itsem (vursam değil) ölebilir! Öfkelenip azıcık ona dönünce de geri kaçıyor.

Bekleme salonuna dalıp makyajımı sildikten sonra derhâl orayı terk ediyoruz. Sonradan seyrettim, arkamdan dedikodu ettirmiyor katılanlardan ikisi.

*

Merak edip resmî web mekânından araştırıyorum bu hâtun kişiyi. Petek Hanım Kızımız 29 Mayıs 1980'de İzmir'de dünyamızı teşrif etmişler, yâni 28 yaşında. Gene resmî web mekânında tahsilinin ne olduğu yazılmamış. Güzellik kraliçesi olmuş, dizilerde rol almış, şarkıcılık ve sunuculuk yapıyormuş.

25 senedir televizyonda, radyoda pek çok programa katıldım. Sert tartışmalara da katıldım ama böylesine rastlamadım.

Orta zekâlı birisinin dahi şarlatan, en azından gayrı samimi olduğunu anlayabileceği bir şovcuyla birlik olup da, bir bilim adamına hakaret eden, ona saygısızlık eden hiçbir sunucu görmedim. Tahsili, görgüsü ve CV'si muğlâk (öğrendiğime göre lise mezunu dahi değilmiş) 28 yaşında bir kızın, 51 yaşına gelmiş bir psikiyatri profesörüne böyle davranması ilk defa rastladığım bir vahamet!

Şarkıcılığın da, sunuculuğun da, san'atçılığın da bu kadar ucuzlaması memleketimizin anomisinin bir başka göstergesi. STAR TV'de Petek Dinçöz'le Arım Balım Peteğim programını ibret için seyredin diye herkese tavsiye ediyorum.

Ankara'dan arayıp da "Kerem Hocam, ben sizin hayranınızım, çocuğuma ve âileme sizin fikirlerinizi anlatırım. Ne olur öyle yerlerde görmeyelim sizi" diyen hanımefendi içime su serpti ama burukluk sinmedi.

BU ARADA, KANAL T'DE (DIGITURK 51, DİĞERLERİNİ BİLEMİYORUM) SEVGİLİ ÇİĞDEM TUNÇ'LA BERABER HER SALI SAYGI VE SEVGİ DOLU, ÇOK NİTELİKLİ KONUKLARIN GELDİĞİ  VE KONULARIN TARTIŞILDIĞI BİR PROGRAM YAPIYORUZ: ÇAY SAATİ.  

     Hepinizi salıları 17:30'da bekliyorum.
           Sunucu nasıl olurmuş görün hem; zarafetiyle, zekâsıyla, kültürüyle, saygısıyla.

Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 22 Ekim 2008 Çarşamba

Güncelleme 06.01.2009: 1) Geçenlerde bu programa katılan bir "medyum" Zerrin Özer'in kocasının onu aldattığını söyleyince, Zerrin telefonla programa bağlanıp medyum bozuntusunu da, PD'ü de dümdüz etmiş. 2) Kanal T macerası 4 programda bitti çünkü kanalın sâhibi programı gece şovuna çevirdi.

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©