M. Kerem Doksat | 13 Temmuz 2008 Pazar | 4583 |
Ergenekon rezaleti sebebiyle şimdiden bir kişi öldü, diğeri de siroz ve epilepsi sebebiyle yolda (belli ki hepatik ensefalopati içerisinde ve derhâl yoğun bakıma yatırılması icap eder). Hâlâ bâzı hukukçular ve ulema televizyonda ahkâm kesiyorlar. Hele bir tânesi diyor ki "kişinin hastalığıyla gözaltında olması arasında illî râbıta varsa, ancak o takdirde böyle bir iddiadan bahsedilebilir. Burada böyle bir durum yok"!
İllî râbıtaya gençler anlasın diye "nedensel bağlantı" diyelim.
Yâni şu kurnazlığı sergiliyor minik aklıyla: "Bilimsel olarak bu soruşturma sırasında depresyona girmesi, akabinde de kanser olmasıyla, soruşturmanın nedensel bağlantısı olamaz. Bir insan keyfi yerindeyken de depresyona girip, akabinde kansere yakalanabilir".
Bizim TÜRK(İYE) PSİKİYATRİ DERNEĞİ'nden tık veya gık çıkmayacağına, pek çok meslekdaşın da hiç bulaşmayacağına dayanarak (pek sevdiğim bir tânesi geçen günkü yazısında eski Komünist avından bahsediyordu yankılanarak).
1999'dan beri psikiyatri profesörü olarak, cevabı veriyorum: Ergenekon soruşturması bahânesiyle "içeri atılan" ve bir seneden fazla neyle suçlandığını dahi bilemeden, karısıyla görüştürülmeden ve manevî işkencenin en berbatı uygulanan, sonunda da Majör Depresyona, akabinde kansere yakalanıp vefat eden kişinin bu hâle gelmesinde, kendisine yapılanların birinci dereceden etkisi vardır ve illî râbıta mevcuttur!
Tamam mı?
Ne dersiniz; şimdi bunu yazdım diye ben de içeri alınır mıyım?
Ha, "en az 10 tâne daha benzeri uygulama yapalım, neyle suçlandığını bilmeden ve karısıyla bile görüştürmeden adamları gözaltında tutalım; depresyona girip kanser olanların oranını tesbit edelim; eğer sonuç istatistiksel açıdan anlamlı çıkarsa, o zaman hukuken illî râbıtadan bahsedilebilir" deniyorsa, bunu diyebilecek kafa(sız)lara tarihe bir bakmalarını salık veririm.
Ayrıca, yoğun stresin ve travmanın depresyona yol açtığı, bağışıklık sistemini bozarak her türlü ruhsal ve bedensel hastalığa, ezcümle enfeksiyonlara ve habasete (yâni kanser ve sâir hastalıklara) zemin hazırladığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. İsteyene binlerce kaynak verebilirim; burada gerek dahi duymuyorum.
Van'da da birisi kendini asmıştı; üstelik suçu olmadığı sonradan ispatlanmasına rağmen.
İllî râbıta yok muydu? Tabii ki vardı!
*
Zekeriya Öz'den başlayarak, bu trajediye müdâhil olan herkesin illî râbıta açısından hukuken, insanlık adına vicdanen, ilâhî olarak da Allah indinde vebâlleri vardır!
Öderler, ödetilirler. Hâlâ hukuka inanmak istiyorum Türkiye'de.
Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 14 Temmuz 2008 Pazartesi