SOSYAL FOBİ (SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU)

M. Kerem Doksat      29 Mayıs 2017 Pazartesi      4502

Sevgili Mekâncılar,

Sadece bir an için gözlerinizi kapatın ve bir odaya girdiğinizi ve orada bazı arkadaşlarınızı ve meslekdaşlarınızı gördüğünüzü düşünün, birden yere doğru bakıyorsunuz ve üzerinizde hiçbir elbisenin olmadığının farkına varıyorsunuz. Adeta çırılçıplaksınız! Sosyal fobisi olan kişilerin bir toplumsal durumla karşılaştıklarında neler hissettiklerini bu senaryo çok iyi anlatmaktadır.

Büyük bir utanç duyarsınız, odadan kaçıp gitmek istersiniz, sanki ölecekmiş gibi olduğunuzu hissederseniz, hiç kimseyi yeniden görmek istemezseniz”.

SOSYAL FOBİ HANGİ YAŞLARDA BAŞLAR?

Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş) Yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır.

Ne sıklıkta görülür?

SAB’nun hayat boyu görülme oranı %2-13 arasındadır. En sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir. Türkiye’de üniversite öğrencilerinde yapılan araştırmada %24’ünde bu hastalığın olduğu tespit edilmiştir. 

SF bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup veya rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur.

sosyal anksiyete bozukluğu ile ilgili görsel sonucu

 

Kişiler başkalarıyla etkileşimde bulunmalarını gerektiren yahut bir eylemi başkalarının yanında yerine getirmeleri gereken durumlardan korkarlar ve bunlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. Başkalarının kendileriyle ilgili olarak kaygılı, zayıf, kaçık veya aptal gibi yargılarda bulunacağını düşünürler. Ellerinin veya seslerinin titrediğinin farkına varacaklarıyla ilgili kaygılarından ötürü toplum önünde konuşmaktan korkabilirler veya düzgün bir biçimde konuşamıyor gibi görünmekten korktukları için başkalarıyla karşılıklı konuşurken aşırı kaygı duyabilirler. Diğer insanların ellerinin sallandığını görmesinden utanç duyacaklarından korktukları için başkalarının yanında yemekten, içmekten yahut yazı yazmaktan kaçınabilirler.

Sosyal fobinin tipleri var mıdır?

Sosyal fobi iki şekilde görülür:

1-Korkular birçok toplumsal durumları kapsıyorsa yaygın tip,

2-Bazı durumları kapsıyorsa (başkalarının önünde imza atmak, yemek yemek, konuşma yapmak gibi) yaygın olmayan tiptir.

KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?

Maddî durumu ve sosyal konumu yetersiz, hiç evlenmemiş, işsiz ve eğitim düzeyi yüksek olmayanlarda sık görülmekle birlikte, hastalığın erken dönemlerinde toplum içine yeterince çıkmama  da risk etmenleri arasındadır. Kalıtımdan daha çok, çocuk yetiştirme tarzı, ailenin başkalarıyla yeterince görüşmemesi  ve ebeveyn modeli önemlidir. Çocukluk çağından itibaren aşırı çekingen olan kişilerde, gelecekte SF gelişme riski daha yüksektir 

Sosyal Fobi mi çekingenlik mi?

Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade edebilme gibi konularda çekingenlik  sık görülen bir durumdur. Bunların büyük bir kısmı hastalık kapsamında değildir.

Hatta bir işe başlamadan önce “yapamazsam rezil olur muyum?” düşüncesi kişiyi motive eder ve daha iyi hazırlanmasına yardımcı olur.

Sosyal fobi demek için ise kişide korkunun yanı sıra kaçınma davranışlarının olması gerekmektedir.

Veya kişi kaçmıyorsa, bu duruma katlanmaya kendisini zorluyorsa; büyük bir sıkıntı yaşar. Ayrıca SAB’de kişi korkularının aşırı yahut anlamsız olduğunu bilir. Eğer gerçekten korku duyulabilmesi anlamlı bir olay varsa, teşhis SAB değildir.

Mesela sözlüye hiç çalışmamış bir öğrencinin sınıfta adının çağrılmasından korkması gibi. 

Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir

Sosyal Fobi’de korkulan durumla karşılaşıldığında bedensel belirtiler ortaya çıkar. Bunlar yüz  kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, mide barsak sisteminde rahatsızlık, ishal, adale gerginliği, titreme gibi. Bu sırada aklından geçen düşünceler “güçsüzüm, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye lâyık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, herkesin takdirini kazanmalıyım” şeklindedir. Bu düşünceler sonrasında oluşan kaçınma belirtileri ise korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme şeklinde olabilir.

Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir:

Toplum içinde telefonla görüşme

Küçük bir grup faaliyetinde yer alma

Toplum içinde yemek yeme

Toplum içinde bir şeyler içme

Yetkili biri ile konuşma               

Dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma

Partiye/ eğlenceye gitme

Başkaları tarafından seyredilirken çalışma

Başkaları tarafından seyredilirken yazma

Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme

Çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşma 

Yabancılarla karşılaşma

Genel tuvaletleri kullanma

Birilerinin oturduğu odaya girme

İlgi odağı olma                    

Bir toplantıda hazırsızlık konuşma yapma

Yetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulma 

İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme            

Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma

Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma

Romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışmak

Alınan bir malı parasını geri almak üzere iade etmek                                      

Parti / davet vermek

Israrlı bir satıcıya karşı koyma      

SEBEPLERİ NEDİR?

Sosyal fobide kalıtımsalsal geçişin rolü çok güçlü olmasa da vardır. Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski bir miktar daha yüksektir. En önemli etmenlerden biri  beyinde birtakım kimyasal ve elektriksel bozukluklar olduğudur, özellikle serotonin adı verilen bu  kimyasal maddenin Sosyal AB’ların beynindeki oranının normalden az olduğu veya iletimde aksaklıklar bulunduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca zihinsel altyapısı önceden hazırlanmış olan SAB bazen belirli bir olaydan sonra gün yüzüne çıkmış ve travmatik bir yaşantı ile şartlanarak  yerleşmiş olabilir.

Mesela öğrenci sınıfta ders anlatırken bir hata yapmış ve arkadaşları ona gülmüştür. O da küçük düştüğünü, rezil olduğunu düşündüğü için utanç hissine kapılmış ve bedensel belirtiler göstermiştir. Bir dahaki sefere ders anlatmak için yine tahtaya çıktığında önceki deneyimi olumsuz beklentilere yol açacak, bulunduğu ortam duygularını tetikleyecek ve belirtiler ortaya çıkacaktır. Çocuk yetiştirme biçimi de hastalığın oluşmasında önemli etmendir. Genelde aşırı koruyucu veya reddedici, duygusal sıcaklıktan yoksun, katı anne babalar olabilir. Tavuk anneler ve horoz babalar!

Bazen çocuktan yüksek beklentileri olduğunda bunlara ulaşılamayınca çocuk cezalandırılabilir, böylece başarısızlık korkusu gelişebilir. Tanıdık olmayan ortamlara, insanlara ve nesnelere aşırı korku duyma olarak tanımlanan davranışsal ket vurulmanın, SAB gelişiminde öncül belirti olduğu söylenmiştir.

SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR?

Sosyal Fobi (SAB) tedavisi olan bir hastalıktır. Her şeyden önce gerçekçi beklentiler içinde olmak gerekir. Beraberinde diğer psikiyatrik hastalıkların olması, başlangıç yaşının erken olması, kişinin tedavi isteği gibi birçok etken tedavinin başarısını etkilemektedir.

SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLİR?

SAB’de ilaç tedavisi ve psikoterapi (konuşmaya dayalı ruhsal tedavi) uygulanır. Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genelde her ikisinin beraber uygulanmasında başarı daha yüksektir. İlaç tedavisinde özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar seçilir. Fluoksetin (Prozac), sertralin (Lusrtal), fluvoksamin (Faverin) veya hem serotonin hem dopamin hem de noradrenalin üzerinden etki yapan venlafaksin (Efexor) gibi ilaçlar orta ila yüksek dozda verilir (sonuncudan 150-300 mg/gün).

Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler oluşabileceği, zamanla bu belirtilere vücudun alışabileceği hastaya bildirilir. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz, kalıcı hasar veren yan etkileri yoktur. İlaç etkisinin ortaya çıkması için iki-üç hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmelidir. Tedavi süresi, ortalama  9-12 aydır.  

Hipnoterapi, genellikle ilaçlarla kontrol altına alınana alınan vak’alarda kombinasyon hâlinde işe yarar.

Sosyal Fobi’de (YAB) en sık uygulanan Terapi şekli Bilişsel ve Davranışçı Terapidir. 

Bilişsel terapide kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır. Davranışsal terapide ise model olma, yakınmaların üstüne gitme, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol oynama, gevşeme eğitimi, sosyal beceri eğitimi gibi her hastada farklı uygulanabilecek yöntemler vardır. Ayrıca aile ve grup terapisi de uygulanabilir.

Hipnoz etkili olabilir ama ilaçlarla kontrol altına alındıktan sonra

Ne yapmalıyım?

Her şeyden önce Sosyal Fobi’nin bir hastalık olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Çekingen kişilik bozukluğu ile birlikte sık görülmesi,  toplum tarafından bu özelliklerin genellikle efendilik olarak kabul edilmesi kişileri tedavi arayışından alıkoymaktadır.

Böyle bozukluğu olanların tedavisi için mutlaka psikiyatrlar yardımcı olmalıdır. Klinik psikologlar ise yardımcı olurlar.

Müslümanlıkta hastaya, seferiye ve gebeye oruç tutmanın farz olmadığını da hatırlatmak isterim. İlaçlarınızı ihmal etmeyin

Sevgi, saygı ve bilimle kalın.

 

Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 29 Mayıs 2017 Pazartesi

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©