M. Kerem Doksat | 9 Şubat 2009 Pazartesi | 5206 |
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, hakkında suç oluşmadığı gerekçesiyle, 220 gün kodeste yatırıldıktan sonra serbest bırakıldı ama yurtdışına çıkması yasaklanarak!
Bu arada sıhhati uçtu gitti, ruhunun da ne zaman aynı âkıbete uğrayacağı meçhûl! Azıcık vicdanı olan bütün köşe yazarları bu rezaleti kınayan makaleler yazıyorlar.
Temel bilgileri özetleyelim, bir eylemin suç olarak vasıflandırılması için, olmazsa olmaz şeklinde üç temel unsuru hâiz olması gerekir:
1) Hukukî unsur: Bir eylemin suç olabilmesi için, kanunlarda bunun önceden târif edilmiş olması şarttır.
2) Mânevî unsur: Bir eylemin suç olabilmesi için, onu yapan kişinin fârik ve mümeyyiz olması şarttır. Bu, o kişinin doğruyu eğriyi, yasak olanla olmayanı tefrik edebilecek (farkına varabilecek) akıl sağlığına sâhip olması demektir.
3) Maddî unsur: Bir eylemin suç, onu yapan kişinin de suçlu olabilmesi için, o suçun işlenmesi gerekir. Yâni, "ben bir örgüt kurup da iktidar partisini devirsem diye öyle mel mel düşünmek suç değildir. Gerçekten bunu eyleme dökmeniz ve faâliyette bulunmanız gerekir.
Bir de, tabii ki, bunların ispatlanması şarttır; hukuk (haklar) bunu icap ettirir. Suçun oluşması ancak böyle olur; tabii ki demokratik bir hukuk ülkesinde.
Sabaha karşı gözaltına alınan, çoluğu çocuğu ve torunuyla yaptığı konuşmalarından paranoid tefsirler yapılarak 220 gün boyunca mânevî işkenceye tâbi tutulan, artık dayanamayıp da ölümün eşiğine geldikten sonra, üstelik de yurtdışına çıkma yasağı konarak suçsuzdur diye tahliye edilen Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un tek suçu, bu vatanı ve milleti sevmek, haysiyetle ve vakarla ona hizmet etmektir.
Bakalım müteakip "dalgalarda" aynı suçtan kaç kişi daha içeri atılacak, bu arada yolsuzluklar ve densizlikler de arş-ı âlâya varacak!
Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 09 Şubat 2009 Pazartesi