TERÖRE KARŞI MİLLÎ MUTABAKAT

M. Kerem Doksat      27 Ağustos 2012 Pazartesi      6825

Sevgili Mekâncılar,

Maâlesef bu mekânı her gün yüzlerce kişi ziyaret ediyor, onlarca hâttâ yüzlerce yorum yer alıyordu. Değerli arkadaşım Mehmet Özdemir de webmasterlik yaptı çünkü ben bu internet işlerinden asla anlayamadım.

Sonra ne oldu, nasıl oldu bilemiyorum, mekân iki kere tamamen göçtü ve yüzlerce yazı, binlerce yorum tamamen silindi. Mehmet Özdemir’e “neden, nasıl” diye sorduğumda hiçbir rasyonel cevap alamadım; “bâzen oluyor böyle şeyler” gibi bir şeyler söyledi. Bütün yazılarımı yedeklemediğim için, hepsi tebahhur olup gitti!

Sonra tekrar bulabildiği yazıları yüklemeye başladı ama sürekli olarak virüs bulaşıyormuş, öyle dedi, ekrana dansözler ve ilânlar çıktı durmadan. Aylarca bunu da “düzeltemedik” ve tabiatıyla, ziyaretçilerin sayısı hızla düştü çünkü insanlar itiyatlarını kolay kaybederler. Pavloviyen şartlı reflekslerdir bunlar; eğer pekiştirilmezlerse sönerler. Birkaç kere mekâna tıklayıp da giremeyenler alışkanlıklarını kaybettiler.

Hâlbuki kendisini benimle tanıştıran Ahmed Fevzi Yüksel Bey’in http://sufizmveinsan.com/ adresinde bulunan, benim yazılarımın da kısmen yer aldığı mekâna nedense hiçbir şey olmadı. Kendisinin hemen her konudaki yazılarının yanı sıra (http://www.hport.com.tr/yasam/ramazanda-saglikli-beslenme-yontemleri-ahmet-fevzi-yuksel-yaziyor), kuantum fiziğini, İslâm’ı, beyni, velhâsıl her şeyi bilen Ahmed Hulûsi isimli zâtın da bütün videoları, makaleleri senelerdir kapı gibi yerlerinde durmakta!

Ahmed Fevzi Yüksel Bey’le tanışmamız, 2000 senesindeki Esra Ceyhan’ın sunduğu ve canlı yayınlanan bir A’dan Z’ye programında, o zamanlar yeni şöhret olmaya çalışan, şimdilerde HK’te seller sular gibi akan İlâhiyatçı Bayraktar Bayraklı’nın “cinler karı koca arasına girip yuva dahi bozarlar” şeklindeki lâflarına son derecede net ve teeddüp edip sesini kesecek şekilde verdiğim cevaplar üzerine tanışmıştık. Daha doğrusu, Ahmed Fevzi Yüksel Bey ve arkadaşları benimle temâsa geçtiler.

Onlar da özetle şöyle idi: “Cin, Arapça’da bir şeye yol açan ama ne olduğu beş duyuyla idrak edilemeyen gizli güç demektir. Meselâ İbn-i Sînâ, Kânun kitabında su cinlerinden bahseder, kastettiği şeylerin mikroskopik canlılar olduğunu artık biliyoruz. Siz 2000 yılında, bir ilâhiyatçı olarak böyle lâflar ederseniz, dışarıdaki şarlatanları, üfürükçüleri nasıl tutacağız”?


Ahmed Fevzi Yüksel

O zamanlar internet filân yeni yeni oturuyordu. Ben de böyle bir mekân kurmak arzusunda idim. Beni değerli arkadaşım Mehmet Özdemir’le de kendisi tanıştırdı.

Hiç mübalâğa etmiyorum, bu mekân pek çok ufak tefek gazeteden veya dergiden çok daha fazla okunuyor ve refere ediliyordu.

Sonra ne oldu, nasıl oldu bilemiyorum, mekân iki kere tamamen göçtü ve yüzlerce yazı, binlerce yorum tamamen silindi. Mehmet Özdemir’e “neden, nasıl” diye sorduğumda hiçbir rasyonel cevap alamadım; “bâzen oluyor böyle şeyler” gibi bir şeyler söyledi. Bütün yazılarımı yedeklemediğim için, hepsi tebahhur olup gitti!

*

Bu girişle sâdece olup bitenleri özetledim.

Şimdi gelelim işin esasına…

Kürtçülük, terör ve bugünlerin gelişi hususlarında tâ o zamanlardan her bir şeyi gördüğüm ve tahmin ettiğim için, tamamen bir ABG plânı olan AKP’nin derhâl işi bir âkil ve bilgili adamlar kompozisyonundan teşekkül edecek Millî Mutabakat Hükûmeti’ne bırakmasının, Türkiye çapında Olağanüstü Hâl ilân edilerek (asla bir darbe veya sıkıyönetim değil), herkesin görevini en iyi şekilde yapmasının icap ettiğini yazmıştım.

Yâni HEPAR’ın bugün dediklerini, ta o zamanlar dile ve internete getirmiştim. Bu yaştan sonra, bozuk sıhhatime rağmen bu partiye girmemin tek sebebi var. Osman Pamukoğlu tertemiz, pırıl pırıl bir lider. Sağcılık, solculuk zırvalıklarını aşmış bir kafa!

Ha, bu saatten sonra bir şey olur mu, olmaz mı… Hiç olmamasından daha iyidir!

 Beni oralardan “keşfeden” Metin Akpınar’la başlattığımız MUHABBET programı, tepeden gelen baskılarla üçüncüsünden sonra küt diye kesildi. Paramı da haftalar sonra zar zor alabildim. O zamanlar pek sık görüştüğümüz Metin Akpınar ve Ercan Çitlioğlu, işleri bitince, benimle de ilişkiyi kestiler. Geçen gün Metin Bey pek efkârlanmış olup bitenlerden dolayı! Güldüm için için… “Acaba tatil yörelerindeki sosyalist yatırımlarına bir şey olur diye mi korkmuştur” diye geçti aklımdan!

Bana “ırkçı, kafatasçı, faşist” vs. diyen de oldu ama çoğunluk “komplo teorisyeni” olduğumu düşündü. Kimselerin aklına bugünlerin gümbür gümbür geleceği “basmıyordu”. Hâttâ bu sebeple bâzı kardeşlerim beni bir yerlere şikâyet dahi ettiler. Adımı “darbeci profosor”a çıkardılar (vallahi aynen böyle yazılmıştı)!

Şimdi kalkmış, Cemil Çiçek Bey, “ulusal mutabakat” çağrısı yapıyor!

Güya terör örgütüne katılmış herkese silâh bırakma çağrısı yapılacakmış, terörün kınanacakmış, desteklenmemeliymiş, mücadele hukuk devleti ilkeleri içinde olmalıymış, bütün partiler ve sivil toplumun ortak irade göstermeliymiş, teröre karşı duruşun demokratik ve barışçı yollarla gösterilmesi gerekirmiş, yeni bir anayasa yapılmalıymış, Güneydoğu’da ekonomik kalkınma sağlanmalıymış…

Aynı zât bakın daha önce neler demişti:

 

Bütün sivil ve askerî cenahtan âkil adamlarını, kanaât önderlerini, Atatürkçüleri içeri “tıktınız”; Peşmerge denen adamları sınırda alelacele aklayıp paklayıp Kürtçülüğü alenen beslediniz, ağzını açan hâttâ açmayan gazetecileri, yazarları yargısız infaza tâbi tutuyorsunuz.

Devletlû Başbakanınız’ın bir gün dediği ertesi gün söylediğiyle tutarlılık göstermiyor!

Memleketin menkûl, gayrimenkûl, tabiî, yeraltı, yerüstü her bir şeyini Batı Âlemi’ne peşkeş çektiniz…

Şimdi kuyruk sıkıştı, Çamlıca’ya câmi, Çankaya’ya hipermarket filân yapacak hâliniz kalmadı.

Hadi canım…

Ben inanmadım.

Kimse de inanamaz.

Yandaş medya istediği kadar pohpohlasın…

Artık çok geç olmadan gerçekten bir şeyler yapılsın.

Olur mu Sayın Bavnu Avar?

Mason olduğum için benimle temâs kurmayı reddettiniz.

Hâlbuki kardeşlerimin büyük çoğunluğu Atatürkçüdür, bilmez misiniz?

Ona da inanmadım.

Sebebi çok basit:

Söylediklerinizin onda birini yazan çizen herkes içeride!

Nedir sizi koruyan acep?

Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 27 Ağustos 2012 Pazartesi

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©