VATANDAŞIN HÂTIRA DEFTERİNDEN/2

M. Kerem Doksat      6 Mart 2008 Perşembe      4285

Sayın Genelkurmay Başkanımız tuzağa düştü ve Sayın Ahmet Çakar'la aynı kefeye konacak fevrîlikte bir cümle sarf ederek, "sistemin" plânına mağlûp oldu. Bir anda AKP'nin savunduğu, diğer herkesin hücum ettiği bir konuma düşürdü kendini. Yok mudur psikolojik danışmanları yâhu?

Bire on zâyiatla ve olağanüstü zor şartlarda gerçekleştirilen operasyonun ne kadar başarılı olduğu dünyaya duyurulup PR (Public Relations: Halkla İlişkiler) açısından bir itibar zaferi olarak sunulacakken, dâhilî ve hâricî bedhahlarca bir hezimet olarak ilân edildi. Daha önceki bir yazımda AKP + MHP + DTP (aslında bir de BBP var) ne yaparsa, onlara bakın demiştim. Sırf kişisel ihtirası ve beceriksizliği yüzünden bu kervana Baykal'ın güruhu (CHP) da katıldı.

Genelkurmay Başkanımız ikinci hatayı yaparak onları "vatan hâinlerinden beter diye vasıflandırdı! Kaosa kaos ekledi. Bu arada Kürt ayaklanmaları artmaya devam etti; ne polis ne de asker müdahale edebiliyor. "Kontrollü bir şekilde adam dövüyor, dükkân yakıyorlar.

Eğer Genelkurmay Başkanımız önceki bilgece tavrını sürdürüp de "harekât bu, bir gün de sürer bir ay da, gerektikçe de gene yapılır" diyerek mütebessim ama kararlı çehresiyle susmayı başarabilse ne iyi olurdu. Her hata ibret alınmak içindir, dilerim bundan sonra daha doğru strateji takip edilir.

Zâten fukaralık, misenfornasyon ve dezenformasyon içerisinde kafası karmakarışık hâle getirilmiş, sadaka kültürüne sürüklenen ve saldırganlıkla dolu programlarla iyice zıvanadan çıkarılan halk iyice bunaldı! Sözüm ona sosyal düzenlemeler ve sağlık reformları ile iyice sâhipsizliğe ve yoksulluğa sürüklendiğinin farkında milletimiz. Emekli olduğunda aç kalacak, maaşları ile ancak 1 hafta yaşayabilecekler ama farkında değiller!

Recep İvedik diye kusturucu bir karakter yeni özdeşleşme-benimseme nesnesi olarak zâten yokuş aşağı giden halkımıza "sunuldu", doğal olarak da seyredilme rekorları kırıyor. Sözüm ona 13 yaş altına yasakken, ebeveyninin elinde sinemaları çocuklar doldurmakta! Ne tesâdüf, değil mi?

Haa, halkın bilmediği, bilgilendirmediği Anayasa taslağı için bütün bu hercümerç içerisinde alelacele ABG'den icâzet alındı.

Rezillik mi, kepazelik mi yoksa ne?

Eh, TC ve onu temsil eden Hükûmet olarak itibârımız böyle olunca, Almanya'daki binanın da kendiliğinden alev aldığını söyleyecek kadar bizi ahmak yerine koyan başsavcılar türedi.

*

AB'nin maaşlı elemanı, Türkçe özürlüsü ama memleketin gidişatından duyduğu memnuniyetten dolayı neredeyse orgazm olacak hâldeki, değişik lâkaplarla anılan Mehmet Ali Birand namlı ankorman ve benzerleri, Erzurum Aşkale'deki şehitleri anma ve mezâlimi unutturmama törenlerini aşağıladılar.

"Her Ermeni düşmanmış gibi göstertiliyor, bu devirde böyle bayağılık olmaz" filân dediler. Bunun senelerdir sürdürülen bir şey olmadığı, gökten zembille indiği zannettirildi. Bu arada Ermenistan'daki ve bütün dünyâdaki Türk düşmanlığı sanki yokmuş, çocuklara aşılanmıyormuş gibi yapıldı. Bizim memlekette duyurulmaksızın, pek çok Batı ülkesinin ders kitaplarında yapmadığımız hâttâ uğradığımız soykırımın okutulmaya başlandığı bypass edildi.

Siz, Yahudi'lerin çocuklarına Holocaust ve soykırım travmasını nasıl işlediklerini bilir misiniz? İlk olarak BBC World'de haber olarak seyrettikten sonra epey de araştırmıştım. Yazacaklarım kesin olarak doğrudur; bizzat dürüst Yahudi arkadaşlarım da teyit ettiler:

4 ilâ 6 yaşlarındaki çocuklara animasyonlar ve filmlerin yanı sıra, dehşetengiz masallar hâlinde Holocaust ve soykırım anlatılır; çocuklar da hüngür hüngür ağlarlar. Bu yaş diliminin tercih edilmesi hiç de boşuna değildir. Fizyolojik "hatırla(ma)ma" sınırındaki çocuklara sanal olarak yaşantılandırılan bu travmalar hâfızalarında gerçekmiş gibi kalır. Bu sâyede de asla yaşamamış oldukları vahşetten ömürleri boyunca nefret ederler ve aksini söyleyeni her anlamda yok ederler, çünkü saldırganla özdeşleşip onu benimseme mekanizması amigdala denen kalıcı hâfıza deposunda mıhlanır.

İsrailli bakanın ağzından Filistinliler için "bizi soykırım yapmaya zorluyorlar" diye çıkıvermedi mi? Yapıyorlar da zâten!

Biz de mi yapalım? Tabii ki hayır ama bunun ortası yok mu? Var ve olmalı. Hemen akabinde de 19 Mayıs Törenleri'ndeki hareketlerin tabiata ve spora aykırı, saçma sapan şeyler olduğu yorumları "pırtladı".

*

Beş tâne 15 ilâ 20 yaş arası çocuk/genç hayvan pornosu pazarlamaktan dolayı enselendiler ve gözaltına alındılar. Bir bu eksikti. Biçârelikten dolayı cinnet geçirip çocuğunu çoluğunu katledip son kurşunu kendine sıkanlar çok arttı. Yedikleri dayaktan bıkıp erkeklerini öldüren kadınlar türedi.

Hâlâ Demirel'in doktoru olduğu yalanını hicap duymaksızın sürdüren her şeyin profesörü de (bkz. Müftüoğlu Yemini Etmeliyiz yazım) hatalı tavsiyelerinden dolayı Bush'un doktoruna çok kızmış bugünkü Hürriyet'te; çok yaşa e mi Müftüoğlu!

Taha Akyol  "Ama Hangi Atatürk" diye bir kitap yazdı.

Tarihi de tahrif etmeye başladılar. Karışık kafalı Serdar Akinan da hararetle tavsiye etti; peki, Nihat Genç ona kızmayacak mı, vallahi döver bile veya Recep İvedik hakkından gelir. Buyurun buradan yakın!

*

Bir de, iyice kavramlar karıştırıldı: Milliyetçilik, ulusalcılık, ırkçılık, şovenizm, faşizm, millilik, millîlik, ulusçuluk, millîcilik.

Bunları ayrıca kısa ve öz olarak yazacağım.

Şu anda NTV'de entellektüel kızlar memleketi ve dünyayı tartışıyorlar da (22:30).

Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 06 Mart 2008 Perşembe

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©