YALANCILIK ÜZERİNE

M. Kerem Doksat      13 Nisan 2019 Cumartesi      1808

Yalan mevhumu toplumu kemiren en önemli bir sosyal hastalık. Aileler arasında bile kavgaya neden oluyor... akrabaları da zehirliyor. Boşanmaların artışındaki sinsi düşman, yine yalan. İş yaşamında kişiler, yalan yüzünden birbirlerine düşürülüyor. Ve daha da önemlisi; politik kavgaların temel nedeni de yalanlar. Velhasıl yalan, mutlu olmanın en büyük düşmanı.

 

Finley Peter Dunne güzel söylemiş: “Belli bir amaçla söylenen yalan, en ahlâksız yalan biçimidir ama, en çok da o işe yarar."

 

Yalan yüzünden ekonomi ne hâle gelmiş. Siyâseti halkına ve sahip olduğu düşüncelere en iyi doğrultuda hizmet edebilmek için değil de, sâdece makam ve mevki sahibi olabilmek için yapanlar yüzünden, toplum karpuz gibi ikiye bölünmüş. İnsanlar arasında şiddet, geçimsizlik, kavga gürültü artmış... ama kimin umurunda?

 

Güzel ülkemde durum böyle iken bir insan, bir kurum, bir yayın organı neden yalana başvurur? Tabii ki –çoğunuzun bildiği- birçok nedeni var. Kimi insan karşısındakini mutlu etmek, kimi insan karşısındakini zor durumda bırakmak, kimi insan kendini korumak, istediğini elde etmek için; kimi insan sorumluluktan kaçmak, kimi insan da haklı görünmek ve güç kazanmak için yalana başvuruyor.

 

Dikkat buyurmuşsunuzdur. Olayların nedenlerine dair inandığımız gerçekler ile başkalarının inandıkları gerçekler, birbirlerine tamamen zıt. Ve bendeniz bu hususta da gerçekleri bilmeden, araştırmadan yaşadığımızı düşünüyorum.

 

Karşılıklı olarak birbirimizi yalan söylemekle veya bir yalana inanmakla suçluyoruz. Bir kısmımız ise kendilerine anlatılanlar hakkında kuşku duymaksızın, bu anlatılanları sorgulama ihtiyacı duymadan yollarına devam ediyorlar, ya da öyle görünüyorlar.

Bazılarımız yalanlarla, çarpıtmalarla, hilelerle dolu bir dünyada, gerçeği soruşturmanın imkânsızlığına inanmış/inandırılmış vaziyetteyiz.

 

Bazılarımız hem psikolojik manipülasyondan korunmak, hem de vaktini, enerjisini boşa harcamamak için dış dünya ile arasına dev bir paravan koymuş durumda.

 

Bilirsiniz ama yine de kısa bir dip not düşeyim:

Psikolojik manipülasyon: “insanları kendi bilgileri dışında veya istemedikleri hâlde etkileme veya yönlendirme” anlamına geliyor. Bu etkileme ve yönlendirme sonucu insanlar, davranış değişikliği ya da kanaat değişikliği gösterebiliyorlar.

 

Size ve kendime güç de gelse, acı verici de olsa, en azından kendimize karşı dürüst olabileceğimiz;  barış, birlik içinde, daha aydınlık günler diliyorum. Bilmem anlatabildim mi?

Ali Rıza Saysen

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©