M. Kerem Doksat | 2 Ağustos 2008 Cumartesi | 4480 |
Bir süredir Sevgili Meslekdaşım Prof. Dr. Yankı Yazgan ile gazeteci Serdar Turgut'un muhabbetlerini dikkatle takip ediyorum.Aşağıda yazacaklarım tamamen tahminden ve kestirmeden ibârettir. Ne Yankı ile konuştum bu konuda, ne de Serdar Turgut'la tanışmışlığım var. Hâttâ, Güler Kömürcü'nün işine son verilmesindeki üslûbundan dolayı eskisi kadar sıcak da bakmıyorum.
Yankı her zamanki gibi çok politik ve zekice lâflar ediyor ve aslında suya sabuna pek dokunmuyor; daha ziyâde SD'u konuşturuyor. O da YY'nın hayranlığından mes'ud olup, iyice parlak fikirler serdediyor. Buradan hareketle Türkiye'deki sosyal psikolojik tahlillerini yapıyor YY, araya mutlaka "sol söylemler katıyor.
SD bir beyin damar hastalığı geçirdikten sonra Allah'a inanmaya başladı, malûm. Fakat eski Maoculuk öğretisiyle bu tutmadı; bir ara tasavvufa takıldı ama ona da havsalası ve aşırı rasyonalitesi yetmedi. En son olarak sırrını ifşa etmediği bir neo-astroloji muhabbetine takılıyor ve koskoca gazeteyi de bu işe âlet ediyor. Olmuş ve olacak her şeyi bu olağanüstü(?) yöntemle tahmin edebiliyorlarmış ama şimdilik her şeyi açıklamıyorlarmış. İnanmayanlar internetten eski yazılara bakabilirler.
Tabii, bu iş benim kafamı karıştırıyor; "bir tek biz kaldık" sloganlı gazetenin genel yayın yönetmeninin her gün iki, bâzen üç yazıya imza atması, daldan dala uçması (atlaması lâfı kesmiyor), birbiriyle çok çelişen beyanları, arada sâbit takıntısı penisle hemhâl olması. Bayağı düşündürüyor beni. Neyse, nasıl olsa YY orada.
YY için ise, Akşam Gazetesi bir sıçrama tahtası; aslında memnun değil oradan (tekrar söylüyorum, bunlar benim tahminlerim) ve hedefi çok daha büyük: Solun liderliğine soyunabilir önümüzdeki yıllarda. Bugüne kadar iki psikiyatri profesörü, biri sağdan öbürü soldan, meclise girdiler. Neden üçüncüsü olmasın?
Baykal fiyaskosundan sonra, böyle pırıl pırıl curriculum vitaeli, yakışıklı ve karizmatik, ABG'de çifte ihtisas yapmış ve solcu olan bir psikiyatri profesörü "cuk oturabilir. Sevgili YY, son kitabında Pamukçuk'tan da övgüyle bahsediyor (ki, bu da işin sine qua non kısmı).
Eğer Türkiye'ye gerçekten yeni bir ufuk ve soluk getirebilecekse, son seçimlerde Milliyetçi Hareketsizlik Partisi'ne rey verdiğim içi hâlâ ağrıyan sağ elim de rahatlayabilir belki.
Hayırlısı.
Not: Neden mi SD de, ST değil? SD "standart deviasyon" demektir de.
Mehmet Kerem Doksat - İstinye - 02 Ağustos 2008 Cumartesi