ZEKİ MÜREN

M. Kerem Doksat      19 Nisan 2017 Çarşamba      2567

Sevgili Mekâncılar,

Sizlere çok özel bir insanın hayatını anlatmak istiyorum.

Zeki Müren (6 Aralık 1931– 24 Eylül 1996), Türk şarkıcı, besteci, söz yazarı, oyuncu ve şair. “Sanat Güneşi” ve “Paşa”olarak anılan sanatçıydı. Klasik Türk musikinin en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilir.

Sanata olan katkılarından dolayı 1991 yılında devlet sanatçısı unvanıyla ödüllendirilmiş, Türkiye'de verilmeye başlanan Altın Plak ödülünün de ilk sahibi olan sanatçı müzik hayatı boyunca altı yüzü aşkın plak ve kaset doldurmuş üç yüzü aşkın şarkı bestelemiştir.

Çocukluğu ve eğitimi

Bursa’nın Hisar semtinde, Ortapazar Caddesi'ndeki 30 numaralı ahşap evde Kaya ve Hayriye Müren çiftinin tek çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.

Ailesi Üsküp’ten Bursa’ya taşınmıştı göç etmişti. Babası kereste tüccarıydı. Ufak tefek ve çelimsiz bir çocuktu. 11 yaşında Bursa’da sünnet oldu.

İlkokulu Bursa Osmangazi İlkokulunda (sonradan Tophane İlkokulu ve Alkıncı İlkokulu) okudu. Henüz ilkokuldayken yeteneği öğretmenleri tarafından keşfedildi ve müzikli okul müsamerelerinde başrolleri oynamaya başladı.

 

 

Hayatındaki ilk rolü, bu müsamerelerden birindeki çoban rolüdür.

Ortaokulu yine Bursa'da, Tahtakale’deki ikinci ortaokulda tamamladı. Ortaokulu bitirdikten sonra babasına İstanbul’a gitme arzusunda olduğunu açıkladı ve onun da onayıyla İstanbul Boğaziçi Lisesine yazıldı. Bu okulu birincilikle bitirdi.

Olgunluk imtihanlarını pekiyi dereceyle verip İstanbul Devlet Güzel Sanatlar (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi’ne) girdi.

Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pek çok kere sergiledi.

Müzik Kariyeri

 

19 Kasım 1953 tarihinde Zeki Müren’in ilk konserini verdiği Atatürk Bulvarı bitişiğindeki Büyük Sinema’da icra etti eserleri.

Zeki Müren, Bursa’da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usul dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi’nde okurken sinema ve yazar Arşanir Alyanak’ın babası Agopos Efendi ile ve bir başka hocası Udi Krikor’dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdürdü.

Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuarı olan Şerif İçli çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan’dan, Sadi Işılay’dan ve faydalandı.

1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT açtığı ve 186 adayın katıldığı solist sınavını birincilikle kazandı.

1 Ocak 1951’de, İstanbul Radyosunda canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Bu konserde kendisine eşlik eden saz ekibi Hakkı Derman, Serif İçli, Şükrü Tunar, Refik Fersan ve Necdet Gezen’den oluşuyordu.

Konserden sonra Hamiyet Yüceses stüdyoyu arayarak kendisini tebrik etti. O yıllarda TRT Ankara Anadolu’da en çok dinlenen radyo idi ve İstanbul Radyosu Anadolu’dan net olarak dinlenemiyordu.

Aynı hafta klarnet sanatçısı Şükrü Müren'i Yeşilköy’deki kendisine ait plak fabrikasına götürerek yine kendi eseri olan “Muhabbet Kuşu” şarkısını plağa doldurttu. Bu plak sayesinde bütün Anadolu'da tanındı.

Zeki Müren, bu başarılı ilk konserden ve plak çalışmasından sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak eserler seslendirmeye başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi.

İlk sahne konserini 26 Mayıs 1955 tarihinde verdi. Genellikle kendi tasarladığı sahne kıyafetlerini giyiyordu.

Saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi çeşitli yenilikler getirdi.

Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 sene Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne aldı. 1976'da Londra’daki Royal Albert Hall’da konser vererek bu mekânda sahne alan ilk Türk sanatçı oldu.

600’ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şüktü Tunar’ın “Bir Muhabbet Kuşu” güfteli şarkısıdır.

1955'te “Manolyam” adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk defa verilen Altın Plak ödülünü kazandı. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçildi.

300 dolayında şarkı besteledi. On yedi yaşındayken bestelediği “Zehretme hayatı bana cânânım” mısrasıyla başlayan acemkürdi  şarkı bestelediği ilk şarkıdır.

"Şimdi Uzaklardasın" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir Demet Yasemen", "Gözlerimin içine başka hayal girmesin (nihavend) güfteli, "Elbet bir gün buluşacağız” " gibi şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır.

Zeki Müren bu şarkıları plaklara da okumuştur.

Oyunculuk kariyeri

Zeki Müren 1954’te Beklenen Şarkı isimli filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticarî başarı kazanan bu filmden sonra, şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği 18 filmde daha oynadı. 1965'te de Arena Tiyatrosunca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda başrolü oynadı.

Zeki Müren, başarılı yorumculuk ve oyunculuk kariyerlerinin yanı sıra yüksek eğitimini aldığı desen tasarımına da devam etti. Sahne kıyafetlerinin pek çoğunu kendisi tasarladı.

Resimle de iştigal eden Müren öğrencilik yıllarından itibaren gerek desenlerini, gerekse resimlerini pek çok ilde sergiledi. Apartman topuklu kıyafetlerini hep kendi tasarlamıştı.

1965 yılında 100’e yakın şiirinin yer aldığı Bıldırcın Yağmuru adlı şiir kitabını çıkardı.

Bu kitabında yer alan şiirlerinden bazıları Pembe YağmurlarBursa Sokağıİkinci Sadık DostÇim MakasıSon KavgaBu Bestecikler SanaAlınyazımKazancı Yokuşu ve Kendimi Arıyorum'dur.

Hayatı boyunca hiç evlenmedi. 1950'lerin Türkiye'sinde alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı. Mesleğe başladığı ilk yıllarda daha sıradan kıyafetler ve saç stilleri taşımasına rağmen ileriki yıllarda kadınsı kıyafetler, saç modelleri ve makyajı ile sahnelerde yer aldı.

Kendisi hiçbir zaman cinsel yönelimi ile ilgili bir açıklama ve zaman zaman adı kadınlarla anıldı ancak genel kanaat eşcinsel olduğu yönünde idi. Sadece bir kadınla beraber olabilmiştir.

Kurallı ve ağdalı bir Türkçe konuşmaya özen göstermesi ile bilinir. “Müziğin Paşası" olarak anılması, 1969’da Aspendos’taki konserinden sonra ilk defa Antalya halkının kendisi için kullanmasıyla başlamıştır.

Kendisi, bu şekilde anılmaktan memnun olmakla birlikte neden uygun görüldüğünü bilmediğini açıklamıştır.

Askerliğini 1957-1958 yıllarında yedek subay olarak Ankara Piyade Okulu (6 ay), İstanbul Harbiye Temsil Bürosu (6 ay) ve Çankırı’da (3 ay) yaptı. 

Zeki Müren’in Karagöz sanatçısı Hayali Saf Deri, Metin Özlen tarafından hazırlanan kuklası doğum yeri olan Bursa'da sahne aldı.

Doğum günü olan 6 Aralık tarihi ise, Onur Akay’ın TRT Müzik ekranlarından yaptığı teklifle 2012 yılından bu yana Türk Sanat Müziği Günü olarak kutlanmaktadır.

 

Rahatsızlığı ve vefatı

 

Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı nedeniyle hayatının özellikle son altı senesinde sahne hayatından ve medyadan uzaklaştı. 

Bodrum’daki evinde inzivaya çekildi. Bu dönemi "kendini dinlemek" olarak tarif eder. 24 Eylül 1996 günü, TRT İzmir Televizyonunda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.

Cenazesi büyük bir halk kalabalığının katıldığı büyük bir törenle kaldırıldı. Mezarı, doğum yeri olan Bursa’da Emirsultan Mezarlığı'ndadır. Vasiyetinde bütün mal varlığını Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik vakfına bıraktı.

TEV ve Mehmetçik Vakfı, 2002 yılında Bursa’da da Zeki Müren Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi'ni yaptırdı. TEV Bursa Şube Başkanı Mehmet Çalışkan 24 Eylül 2016 tarihinde yaptığı bir açıklamada vakfın Zeki Müren Burs Fonu'ndan 20 yılda 2.631 öğrencinin faydalandığını belirtti.

Ölümünün ardından sanatçının Bodrum’da son yıllarını yaşadığı evi Kültür Bakanlığı’yla yapılan protokol ile Zeki Müren Sanat Müzesi’ne dönüştürüldü ve 8 Haziran 2000 tarihinde ziyarete açıldı.

Ben kendisini hep televizyondan seyrettim.

Bodrum’a yolunuz düşerse bu “paşa” unvanlı büyük sanatçının evini ziyaret edebilirsiniz.

Nevi şahsına münhasır bir erkekti. Sadece bir kadınla beraber olabilmişti, onu da tanıyanlar bilir.

 

Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 19 Nisan 2017 Çarşamba

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

AĞRISIZ YAŞAMAK

Ağrı, vücut dokusuna zarar veren veya verebilme potansiyelindeki uyaranlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücudun belli bir...

KÜRT SORUNU

25. 11. 2006'da memleketimizin önde gelen terör uzmanlarından Ercan Çitlioğlu'nun dâvetlisi olarak Bahçeşehir Üniversite...

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞI VE PANDORA'NIN KUTUSU

Biraz önce Kosova'nın bağımsızlığı ilân edildi ve Pandora'nın Kutusu açıldı!Bir Türk ve Müslüman olarak sevinemiyorum. S...

SERDAR AKİNAN'IN PEK DE KATILMADIĞIM YAZISI'

Akşam Gazetesi'nin yazarlarından ve televizyoncu Serdar Akinan bu sefer altına imza atmayacağım, atamayacağım, bir öncek...

İZMİRDE İTİBARINI TAZELEYEN BİR MEKAN ALTINKAPI

İzmir Hilton Oteli'nde ve Altınkapı Restoran'da başımıza gelenleri yazmıştım. Biraz evvel Sayın Cüneyt Altınkapı aradı...

 
Web Tasarım Sapka.org   ©